EmekGüncel

YORUM-Haber | MESS ile Sefalet Sözleşmesi ve ÇİMSATAŞ Direnişi

"İşçi sınıfı, son olarak metal sözleşmesinden bir kez daha memnun olmadan süreci bitirildi. Bundan önce imzalanan asgari ücret ve memur maaşlarına yapılan zamlar gibi."

130 bin işçiyi ilgilendiren MESS grup sözleşmesinde işçilerin taslağın yenilenmesi talebine kulak tıkayan Türk Metal, Birleşik Metal-İş ve Özçelik-İş, aynı sözleşmeyi beraber imzaladı.

Daha önce patronların yüzde 1000 kâr ettiğini açıklayan sendikacılar, resmi enflasyonun bile altına imza attı. İlk 6 ay yüzde 27, yıllık yüzde 65 zam alındığı iddia edildi ancak çoğu işçi ilk 6 ay yüzde 27 zam alamadı. Yıllık zam oranı ise gerçekte yüzde 46 oldu.

Türk Metal, Birleşik Metal-İş ve Özçelik-İş ile MESS arasında 10 Aralık günü başlayan görüşmeler 12 Aralık’ta sabaha karşı sonuçlandı. Türk Metal, Birleşik Metal-İş ve Özçelik-İş tarafından yapılan ortak açıklamada “Birinci 6 ay herkesin saat ücretlerine yüzde 10 artı 3 lira 70 kuruş seyyanen zam alınmıştır. Bunun MESS ortalamasındaki karşılığı yüzde 27.44’tür. İkinci 6 ay herkesin saat ücretlerine yüzde 30 oranında zam yapılacaktır. Enflasyonun bu oranın üzerinde gerçekleşmesi durumunda, enflasyon oranı geçerli olacaktır. Sözleşmenin üçüncü ve dördüncü 6 aylarında ise enflasyon oranında artış yapılacaktır” denildi.

Sosyal haklarda ise ilk yıl yüzde 35, ikinci yıl enflasyon oranında artış yapılacağı duyuruldu. Açıklamada, herkese ocak ayında 400 liralık erzak çeki verileceği de ifade edildi.

İmzalanan TİS’in ardından Türk Metal Başkanı Pevrul Kavlak sosyal medya hesabından “Yine tarih yazdık” paylaşımı yaparken, Birleşik Metal-İş ise kendi sitesinden “önemli kazanımlar elde ettik” açıklamasını yaptı. Ancak TİS’in yukarıda detaylarıyla yazılan sonuçlara bakılacak olursa ne bir tarih yazıldı ne de metal işçisi için önemli kazanımlar elde edildi. MESS ile yürütülen TİS süreci de dâhil olmak üzere tüm TİS süreçlerinde benzer senaryolar işletilerek işçi sınıfı için herhangi bir kazanımın olmadığı bir sürecin daha üstü böylelikle kapatılmış oldu.

Görüşmelerin “tıkandığı” süreçlerde yine o üstten konuşmalar gerçekleştirildi. Türk Metal Başkanı Pevrul Kavlak, Türk-İş’in klasik “meydanları dar ederiz, grev yaparız” konuşmalarını da yine bu süreçlerde sakınmadan kullandı.

Ki böyle yapılmayacağı ve MESS patronlarına “eyvallah” çekeceği, sendikayı tanıyan hemen herkes için biliniyordu. Kavlak, 8 Ocak günü Bursa’da yaptığı konuşmasında MESS’i TİS masasına çağırırken şunları söylemişti; “Çünkü o masadan bir daha kalkarsak, vallahi de billahi de bu sefer o yüzbinleri Bursa’da toplarız. O da yetmezse İzmir’de toplarız. Tüm Türkiye’yi ayağa kaldırırız. O meydanları dar ederiz.”

Bu söylemleri Türk-İş’in hemen hemen her TİS sürecinde duyabilirsiniz. Asla var olmayacak grevler, asla çıkılamayan alanlar ve günün sonunda direniş ruhu bir kez daha törpülenen işçi sınıfı. Birleşik Metal ise örgütlü olduğu fabrikalarda grev kararları asarak süreci işletti. Ocak ayının ortalarında 10’un üzerinde fabrikada grev yapılacağı haberleri düştü.

Ancak Birleşik Metal’in süreci de Türk Metal’den farklı olmadı ve DİSK-AR’ın (DİSK Araştırma) enflasyon rakamları için “sefalet” anlamına gelen TİS’e imza attı. Birleşik Metal’in süreçte bu denli sessiz ve çekingen kalmasının ardından birçok işçi imzalanan sözleşmeden memnun olmadığını dile getirdi. Ancak bu söylemlerin tamamı kulak arkası edildi.

Yani TİS sürecinden memnuniyetle ayrılanlar var ise, bunlar da MESS patronları ve AKP-MHP iktidarıdır. MESS patronları için 2022 yılı daha karlı bir yıl olarak geçecek ve herhangi bir “zorlukla” karşılaşmayacakken, AKP-MHP iktidarı için de dert edinecek bir grev hali ortadan kalkmış oldu.

Ancak anlaşmanın açıklanmasının ardından, anlaşmayı protesto edip direnişe başlayan bir fabrika oldu. Mersin’deki ÇİMSATAŞ fabrikası. MESS ile imzalanılan gece, vardiyada çalışan işçiler iki saatlik iş bırakma eylemi gerçekleştirdiler. Sabah vardiyasına gelen işçiler de iş bırakma eylemine katılarak direnişi büyüttüler.

Yaklaşık 600 işçinin çalıştığı fabrikada 400 işçi iş bırakarak MESS sürecini protesto edip, çalıştıkları fabrikadaki koşullara isyan ettiler. ÇİMSATAŞ direnişi başladığı zaman oraya giden ve direniş alanında işçilerle birlikte olan Umut-Sen’den Ayşe Büşra Yılmaz, bize oradaki süreci şöyle aktardı:

“İş durdurma eylemine sebep olarak zaten sözleşmeyi kabul etmeme vardı. ÇİMSATAŞ’da şöyle bir durum var; Saatlik ücretlerin en düşük olduğu metal fabrikalarından biri ÇİMSATAŞ. Normalde bir metal işçisi için saatlik ücreti 25 liralarda olması gerekirken ÇİMSATAŞ’ta 15 liralardan 17 liralardan söz ediliyor. Burada MESS ile imzalanan anlaşmayla birlikte neredeyse ücret asgari ücret seviyesine indirilirken bu arkadaşların ki de orada kalıyor. Bir de orada çok yoğun bir insani talepler de var, çünkü içerde çok baskı ve mobbinge uğruyor işçiler. Orada saat başı veya dakika başı mal çıkıyor, bu nedenle işçilerin nefes almasına bile izin verilmiyor. Çay molası vs. kesinlikle yok. Bu sözleşmenin sonucunda da birlikte işçiler burada bir direniş ortaya koydu açıkçası”

ÇİMSATAŞ direnişinin başlamasının ardından herkes Birleşik Metal-İş’in atılacak adımı beklerken, Birleşik Metal oradaki işçileri patron-polis işbirliğiyle başbaşa bırakacak bir açıklamaya imza attı. Eylemi “manipülasyon” olarak değerlendiren açıklamada, herkesi sözleşmenin “iyi” olduğuna ikna etmeye çalıştı. Direniş alanında olan Yılmaz da işçilerin bu açıklamanın ardından motivasyonunun kırıldığını söyledi:

“Şunu söylemek istiyorum; utanılacak bir durum yaşandı orada. Çünkü ‘Devrimci İşçi Sendikaları’ adıyla örgütlenen bir yerde işçilere dayatılan bu yalnızlıktan, bu çaresizlikten utanıyorsunuz açıkçası. Yani kendilerine gerçekten sol, sosyalist, komünist diyen herkesin buradan çıkarması gereken bir pay var. Oradaki ÇİMSATAŞ işçilerine söylenecek en ufak bir şey yok. İşte işçi sınıfı için söylenen ‘hiçbir şey yapmıyorlar, işçiler direnmiyorlar’ söylemlerinin ne kadar bomboş olduğunu burada görmüş olduk tekrar. İşçi sınıfında hareket var, işçi sınıfı dimdik duruyor.”

Yılmaz’ın da dediği gibi işçi sınıfı dimdik duruyor evet. Ancak işçi sınıfını örgütleyecek güçlerin bu denli güçsüz olması, sendikalarda var olan sararmanın ve sendikal bürokrasinin önüne hiçbir şekilde geçilmemesine neden oluyor.

İşçi sınıfı, son olarak metal sözleşmesinden bir kez daha memnun olmadan süreci bitirildi. Bundan önce imzalanan asgari ücret ve memur maaşlarına yapılan zamlar gibi.

İşçi sınıfı için mücadele eden, kendisine devrimci diyen herkesin işçi sınıfının geleceği için sürece daha fazla müdahil olup bu cendereyi tersine çevirme zamanı geldi, geçmek üzere. Bu; başta ÇİMSATAŞ işçisinin gösterdiği direnişe ve gelecek olan direnişlere bir borcumuzdur.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu