Makaleler

“Milli Tarım Projesi” küçük üreticilere yönelik yeni tasfiye projesidir-1

Ekonomide gidişatın sarpa sarmasının ardından peş peşe projeler açıklanmaya başlandı. Bunlardan biri de Milli Tarım Projesi (MTP) oldu. Daha önceden “vizyon”, “reform”, “devrim” gibi sıfatlar kullanılıyordu. “Milli” ibaresinin tercih edilmesi daha önceki “projelerle” büyük üreticiler zenginleşirken orta ve küçük üreticilerin fakirleşmesi nedeniyle diğer sıfatların inandırıcılığının kalmadığından olsa gerek. Ayrıca bugüne kadarki “projelerin” “milli” olmadığının itirafı olarak saymak da olası tabii. Ekonomik ve siyasi krizin ortasında “yeni Türkiye” için “kurtuluş savaşının” verildiği söylenirken “tarım projesinin”, “milli” olmaması düşünülemez elbette!

Ancak dünden bugüne, yarı-sömürge bir ülke olan, TC devletinin “milli” tarım politikası hiç olmadı. Emperyalizme bağımlılık söz konusuyken tarım politikasında bağımsızlık zaten olamaz. Son otuz yıllık süreçte tarım sektörünü doğrudan emperyalist tekellerin azami kârına göre düzenleyen tarım politikaları izlendi. Adına “reform”, “devrim” denilen bu politikalarla bugün tarımda “milli” denecek hiçbir şey kalmadı. “Milli ya da ulusal tarım, adına ne derseniz deyin, eğer tohum olarak ithal ya da yabancı şirket tarafından patentli olanı kullanıyorsanız, tarım ilacı bağımlı hale gelmiş ve uluslar arası tekellerin ilacını kullanıyorsanız, gübreniz ithal geliyorsa ve tarım politikalarınız Amerikan ve AB tarım ve tohum tekelleri tarafından belirleniyorsa adı ne olursa olsun belirleyen siz olmuyorsunuz” (17.11.2016) diye işin özünü özetleyen Malatyalı bir köylüdür. MTP olarak tanıtılan “projede” öne çıkan üç unsur söz konusudur: Toprak dağılımı, tohumculuk ve destekleme. MTP yeni bir “politika” değil; yedi yıl önce Tarım Bakanlığı’nca hazırlanan Havza Bazlı Sistemin temcit pilavı niyetine adı değiştirilerek tekrar sunulmasıdır.

Esas olarak amaçlanan orta ve küçük üreticilerin tarımdan tasfiye edilerek mülksüzleştirilmesi, toprağın büyük üreticilerin elinde toplanmasının sağlanmasıdır. Daha önce gündeme getirilen miras yoluyla toprağın parçalanmasını-küçülmesini önleme, tarlasını ekmeyenin toprağını kiralama veya bütünleştirme gibi toprağın temerküzünü sağlama çabaları MTP ile hayata geçirilecek. “Proje”de yer alan önemli başlıklardan biri tohumculuktur. 2018 yılı itibariyle sertifikasız tohum (yani yerli tohum) yerine sertifikalı (yani GDO’lu tohum-patentli tohum) tohumla tarım yapılacak.

Bu topraklarda köylülerin yüzyıllardır uyguladığı geleneksel tarım da yasaklanmış olacak. Şirket veya GDO’lu tohumu değil de kendi yerli tohumunu kullanan köylüler “kaçakçı” sayılacak. Muhtemelen “vatan haini”, “bölücü” -yıkıcı- paralel terörist” de ilan edilirler. “Milli”  denilen” “tarım projesiyle” yerli-geleneksel tohumculuk yok edilecek. Tarımsal üretim tamamıyla “sertifikalı” adı altında tohum tekellerinin eline bırakacak. Bu tohumların bilinen özelliği bir defaya mahsus ürün vermesidir. Köylüler, her yıl tohum tekellerinden tohum almak zorunda bırakılacak. Aileleri ile birlikte yüz binleri bulan küçük üreticileri toprağından koparacak olan bu “proje”nin uygulanmasından sevinenler de olacak kuşkusuz.

 

Devam edecek

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu