Güncel

“Barışçıl direnişimizi son kaybımız bulunana son fail yargılanana kadar sürdüreceğiz”

Cumartesi Anneleri 805. haftasında iktidara seslenerek "BM Bütün Kişilerin Zorla Kaybedilmeden Korunmasına Dair Sözleşme'yi derhal imzalayın ve uygulayın. Kayıpların akıbetini açıklayın, sorumluları yargılayın" dedi

Cumartesi Anneleri 805. hafta açıklaması pandemi dolayısıyla online gerçekleştirildi. Bu haftaki açıklamada 30 Ağustos  Dünya Kayıplar Günü dolayısıyla iktidara seslenildi. Açıklamada ilk olarak kayıplardan Fehmi Tosun’un kızı Jiyan Tosun konuştu.

BM’nin 30 Ağustos’u Dünya Kayıplar Günü olarak ilan ettiğini hatırlatan Tosun, kayıp yakınları ve insan hakları savunucularının çağrılarına rağmen devletin BM sözleşmesini imzalama yönündeki tavrını değiştirmediğini belirtti. Tosun, “Bunun nedeni son derece açık. Devlet kendi himayesinde gerçekleşen suçlarla yüzleşmek istemiyor. Aksine bizzat kaybetme eyleminde yer alan faileri, kaybetme eyleminin emrini veren, bunu destekleyen ya da açığa çıkmaması için her türlü hukuksuzluğa göz yuman deletin her kademesindeki sorumluları korumak istiyor” dedi.

BM Sözleşmesi’nin, devletin yürüttüğü politikanın aksine kaybetmeyi insanlık suçu olarak tanımladığını ve zamanaşımı süresinin fiilin ağırlığıyla orantılı olması gerektiğini söylediğine dikkat çeken Tosun, devletin bu politikasının değişmesi, kayıpların buluması ve sorumluların yargılanması için mücadelelerini sürdüreceklerini söyledi.

“Galatarasaray’dan vazgeçmeyeceğiz”

Rıdvan Karakoç’un kardeşi Hasan Karakoç ise, “Gözaltında kaybedilen sevdiklerimiz de sizler gibi anne, baba, eş, evlat, nene ve dedeydiler. Evlerinden, otomobillerinden, işyerlerinden, sokaklardan, otobüslerden güvenlik güçleri tarafından zorla alınıp götürüldüler ve işkence edilerek yok edildiler. Çoğunun hala bir mezarı bile yok. Biz kayıp yakınları ise sevdiklerimizin başına ne geldiğini, nerede olduklarını bilmemenin ve adalete ulaşamamanın acısına mahkum ettiler” dedi.

Kayıp yakınları olarak taleplerinin açık olduğunu ifade eden Karakoç, “Devlet kayıplarımızın akıbetini açıklasın, sevdiklerimizi kaybedenleri yargı önüne çıkarsın. Adil bir biçimde cezalandırsın. Kısacası devlet kendi Anayasasından doğan görevlerini yerine getirsin” şeklinde konuştu.

Baskılara, gözaltılara rağmen haklı mücadelelerini sürdürmekte kararlı olduklarını vurgulayan Karakoç, kayıpları aramaktan, anne ve babalarından emanet aldıkları Galatasaray’dan da vazgeçmeyeceklerini söyledi.

“Barışçıl direnişimizi son kaybımız bulunana son fail yargılanana kadar sürdüreceğiz”

Haftanın açıklamasını 1995 yılında Ankara’da gözaltında kaybedilen Ayşenur Şimşek’in ablası Fatma Şimşek okudu.

Şimşek, Dünya Kayıplar Günü vesilesiyle yetkililere seslendi:

“Başta Cumhurbaşkanı Erdoğan olmak üzere devleti yönetenlere, kayıp yakınlarına yaşatılan  hukuksuzluk ve işkenceye son verme çağrısında bulunuyoruz.

“Yargı makamlarına, mevcut cezasızlığa son vererek, gözaltında kaybetmelere ilişkin soruşturma ve kovuşturmaları tarafsızlık ve cesaretle yürütmeleri çağrısında bulunuyoruz.

“Ulusal insan hakları koruma mekanizmalarına, kayıp yakınlarının maruz kaldığı ağır ihlaller karşısında kuruluş amaçlarının gereği olarak harekete geçme çağrısında bulunuyoruz.

“İktidara, Birleşmiş Milletler Bütün Kişilerin Zorla Kaybedilmeden Korunmasına Dair Sözleşme’yi derhal imzalama ve uygulama çağrısında bulunuyoruz.”

Kaybetmenin insanlığın utancı olduğunu söyleşen Şimşek, şöyle devam etti: “Bu utancı yeryüzünden silmek için verilen çabanın bir parçası olarak verdiğimiz mücadeleden vazgeçmeyeceğiz. 25 yıldır tüm baskılara rağmen yürüttüğümüz barışçıl direnişimizi son kaybımız bulunana son fail yargılanana kadar sürdüreceğiz.”

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu