DünyaMakaleler

Çeviri | Amazonlardaki Yangın ve AB’nin Suç Ortaklığı*

Avrupa Birliği ve özellikle Almanya, Brezilya’dan kapsamlı tarım ithalatı vasıtasıyla Amazon bölgesindeki ağaçsızlaştırma ve yakma yoluyla tarım alanı açma pratiklerini yıllardır teşvik ediyor.

Uzun zamandır bu durum, itiraz ve protesto edilirken, bu defa Brezilyalı tarım şirketleri adına küçük köylerde katliamlar yapılmaktadır. Yaklaşık üç yıl önce yerlilerin örgütlendiği birlik temsilcileri, Almanya’yı “Brezilya’da tarımsal sektörde elde edilen ürünlerin ithalatı vasıtasıyla” bu politikada suç ortağı olarak eleştirmişlerdi.

Güney Amerika Ortak Pazarı (MERCOSUR) ve Avrupa Birliği arasında bir süre önce imzalanan serbest ticaret antlaşması sayesinde Brezilya’nın tarım ihracatı artacak ve yeni tarım alanlarının açılmasına ihtiyaç doğacaktır.

Uzmanlar Berlin ve AB’nin, ortaya çıkan korkunç derecede yıkıcı sonuçları olacak olan orman yangınlarında suç ortağı konumuna düşeceğini belirtiyorlar. Yakın zamanda yapılan G7 zirvesi, Brezilya hükümetini aşarak yağmur ormanlarının korunmasına yönelik tedbirleri açıkladı ancak ortaya çıkan zararda kendilerinin pay sahibi olduğunu dile getirmedi. Batılı güçler, iklimin korunmasını Brezilya’dan talep ederken kendi ülkelerindeki önlemler için oldukça yetersiz düzeyde çaba harcamaktadırlar. 

MERCOSUR ile yapılan serbest ticaret

Fransa Cumhurbaşkanı Macron ve Almanya Şansölyesi Merkel’in önceki hafta sonu Biarritz’te gerçekleşen G7 zirvesinde Brezilya’daki orman katliamlarını eleştirmeleri ve sundukları öneri ile G7 ülkelerinin ormanları koruma ve yangınlara karşı mücadele noktasında yardımda bulunacaklarına dair karar almaları, aslında AB içindeki güç çatışmalarını da bir anlamda ortaya koyuyor. Konunun özünü Haziran sonu yapılan Güney Amerika Ortak Pazarı (MERCUSOR) ile yapılan serbest ticaret antlaşması oluşturuyor.

Pazarlıklar 1999 yılında başladı ancak can alıcı bir noktada tıkanmıştı: Berlin MERCUSOR Pazar alanını AB bölgesindeki sanayi mamulleri için açmak isterken, ki Almaya bu konuda en büyük ihracatçı ve AB tarım alanını dışa açma niyeti taşıyordu; Paris ise kendi tarım ekonomisinin yanı sıra Arjantin ve Brezilya ile rekabet halinde olan hayvancılığın zarar görmemesi için AB tarım alanlarının dışa açılmasına karşı çıkmıştır.

Alman hükümeti son bir yılda giderek artan baskısı sonucunda taleplerini kabul ettirmeyi başardı. Macron, Fransa’nın anlaşmanın uygulanmasını titizlikle inceleyeceğini ve gerekirse kabul etmeyeceklerini belirtti, ki Fransa’nın reddi hallinde antlaşma geçersiz kılınmaktadır. Anlaşmadan dolayı hayvancılık sektörünün etkileneceğini öngören İrlanda da benzer bir açıklama yayınladı.

Popülist bir meşrulaştırma

Anlaşmayı muhtemelen onaylamayacak olan Macron, Paris İklim Anlaşması’nın Bolsonaro yönetimindeki Brezilya tarafından uygulanmaması noktasındaki sözde endişeleri ile bu konuda meşruiyet zemini arıyor. Bu sebep -hayvancılık sektörü referansından farklı olarak – günümüz düşünüş ikliminden AB’nin diğer bölümlerinde oldukça popüler ve iyi bir şekilde karşılık bulabilir. Ayrıca bu durum, Fransız Hükümeti açısından olumlu açıdan belli bir süre etkili olacaktır: Bolsonaro sadece yeni seçildiği günden bu yana polis tarafından yapılan cinayetlerdeki artışları cesaretlendiren biri olarak gündeme gelen birisi değil, bunun da ötesinde Brezilya tarım tekellerinin ve büyük toprak sahiplerinin çıkarlarının temsilcisi konumundadır.

Onların talimatları ile düzenli olarak Topraksızlar Hareketi-MST’ye (Movimento dos Tabalhadores Rurais sem Terra) ve yerli halk gruplarına karşı saldırılar yapılmakta, bunun yanı sıra Amazon yağmur ormanlarının büyük bölümü ağaçsızlaştırılmaktadır. Tanınmış tarım şirketlerinin lobileri, Bolsonaro hükümetinde önemli kademelerde temsil edilmektedir; 1 Ocak’ta iktidara gelen başkan, kısa zaman sonra görev süresi başlar başlamaz ilk saldırısını yerli halkların haklarına yönelik gerçekleştirmişti. 

Alman-Brezilya tarım işbirliği

Elbette Almanya ve AB, uzun zamandır Brezilya’nın tarım endüstrisi ile işbirliği halindeydiler, ki bu ülkedeki çevre ve yerli halklara yönelik korkunç saldırılar dahi bu işbirliğini etkilemedi. Yıllardan beri AB, Brezilya’dan büyük oranda sığır eti ithal etmekteydi. 2018 yılında ithalat hacmi -bozuk et skandalından sonraki ithalatın durdurulma sürecinden beri- artarken Brezilya İstatistik Kurumu verilerine göre bu rakam 11.317 tona ulaşmıştır ([1]). Alman soya ürünlerinin % 80’i Güney Amerika’dan, özellikle Brezilya’dan Almanya’ya ithal edilmektedir. Brezilya, AB’nin en büyük satıcı ülkesidir ve AB üyesi ülkeler Brezilya menşeili mamuller için önceki yıl 14.5 milyar Euro ödeme gerçekleştirdiler ([2]).

Alman hükümeti uzun zamandır tarım işbirliğini teşvik ediyor. 2003 yılından beri Alman-Brezilya çalışma grubu (Agribusinness ve Innovation) Alman-Brezilya ekonomi günleri kapsamında yılda bir kez toplantılar düzenlemektedir. Almanya Tarım ve Beslenme Bakanlığı’na bağlı araştırma kurumları tarımsal alanda araştırma yapan Brezilyalı kurumlarla işbirliği yapmaktayken, Alman-Brezilya Enerji antlaşması bağlamında oluşturulan bir diğer çalışma grubu da biyo yakıt konusunda faaliyet gösteriyor ([3]).

“Almanya suç ortağı”

Almanya ve Brezilya arasındaki sıkı iş birliği uzun zamandır protestolara konu oluyor. 11 Ağustos 2016 tarihinde Brezilya’nın genelinden 200 kadar farklı yerli halk gruplarından insanlar Brasilia’da toplanarak Alman Konsolosluğu önünde eylem gerçekleştirdiler ([4]). Eylemi gerçekleştirenler Alman Konsolosluğu’na açık bir protesto mektubu vererek, “Almanya’nın Brezilya’dan bir takım ürünleri ithal etmesi ile bu ekonomik sektörün daha fazla agresif olmasının önünü açtığını ve bu sayede haklarımızın ayaklar altına alındığını, önderlerimizin ve bizlerin hayatlarına kastedildiği” belirtmişlerdi. Katolik CPT (Comissao Pastoral de Terra) 2016 yılı başından protestonun yapıldığı tarihe kadar 36 köylü, Agrobussines’in politikaları sonucunda katledildi. Bu durum aynı zamanda Berlin hükümeti ve Alman ithalatçılarının kayıtsız kalmaları sonucu yaşanmıştır. Amazon bölgesinde adeta olağan hale gelen yangınlar vasıtasıyla ağaçsızlaştırma ve tarım alanlarına alan açma nedeniyle uzun zamandır Brezilya’dan tarımsal ürün ithalatı protesto ediliyor. 

“Ormansızlaştırma artıyor”

EU-Mercosur Serbest Ticaret Antlaşması’nın Brezilya tarım ihracatını büyük oranda artıracaktır. Artan ticaret hacminin ise meraların ve soya plantasyonlarının elde edilmesi için alanların büyük ölçekte ağaçsızlaştırılması ve yakılarak açık alan yaratılmasını teşvik edeceği uyarıları daha önce onlarca kez dile getirilmişti. AB’de artan talep karşısında “ekilebilir alanların artacağı”, Rio de Janeriolu besin ve beslenme egemenliği konusunda araştırma yapan bilim insanları tarafından eleştirel biçimde ifade edilmişti. “Soya fasulyesi ve sığır eti ihracatının artırılması” ile birlikte Amazon bölgesi başta olmak üzere “ormansızlaştırmanın geliştirilmesi”nin “güçlendirilmesine” AB önemli oranda katkı sunmaktadır ([5]). “Almanya ve AB, Mercusor ülkeleri ile yapılan Serbest Ticaret Antlaşması’nın altına imza atmaları ile korkunç orman yangınları konusunda suç ortağı durumuna düşmektedirler” sözleri ile Katolik yardım kurumu Adveniat’nın Brezilya raportörü Klemens Paffhausen bu ülkeleri eleştirmişti. 

“İklim koruyucuları”

Kısa zaman önce toplanan G7 ülkeleri, Brezilya hükümetini aşarak kendilerinin de zararlarda ortak oldukları, yağmur ormanlarının korunmasına ilişkin tedbirler aldıklarını beyan ettiler. Başta Almanya olmak üzere G7 ülkeleri kendi ülkelerinde iklimin korunması için oldukça yetersiz adımlar atmaya ise devam ediyorlar.

 

  1. Josef Koch: AB, Brezilya’dan yine et ithal ediyor. Agrarheute.com 25.01.2019
  2. Et tüketimi, Amazon ormanlarında ki yangınları teşvik ediyor. t-online.de 24.08.2019
  3. Alman-Brezilya Ortak İşbirliği bmel.de 02.03.2015
  4. Christian Russau: Brezilya’da toz. Alman tekelleri alaca karanlıkta. Hamburg 2016. 
  5. Silvio I. Porto, Rosângela P. Cintrão, Renato S. Maluf: EU ve MErcusor arasındaki serbest ticaret antlaşması: Tarım sorununa birkaç eleştirel nokta. (Handelsabkommen zwischen EU und Mercosur: einige kritische Punkte zu Agrarfragen). amerika21.de 18.08.2019.

*Bu yazı 26.08.2019 tarihinde german-foreign-policy sitesinde yayınlanmıştır.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu