DünyaGüncel

Rosa ve Karl Berlin’de Anıl

Rosa Luxemburg ve Karl Liebknecht katledilişlerinin 103. yıl dönümünde Almanya’nın başkenti Berlin’de anıldı.

Her yıl Ocak ayının ikinci haftasının Pazar günü geleneksel olarak Berlin’de düzenlenen Almanya merkezi anmaya binlerce kişi katıldı.

Ocak ayında ölümsüzleşen proletarya enternasyonalizminin üç büyük önderi olan R. Luxemburg, K. Liebknecht ve Lenin için devrimci ve komünistler sabahın erken saatlerinde Berlin’in Frankfurter Tor Meydanı’nda biraraya geldi.

15 Ocak 1919 tarihinde Sosyal Demokratların işbaşında olduğu bir dönemde, Noske ve ortakları tarafından katledilen Alman komünist hareketinin iki önderi Rosa ve Karl, 21 Ocak 1924’te ölümsüzleşen Lenin için binlerce kişi Berlin sokaklarını kızıla boyadı.

Uzun yıllardır LLL Yürüyüşü olarak bilinen ve gerçekleştirilen Rosa Luxemburg, Karl Liebknecht ve Lenin’i anma yürüyüşü bu yıl tüm Covid 19 önlemlerine rağmen coşkuyla gerçekleştirildi. Toplanma alanında ve yürüyüş boyunca tüm kitle tarafından hep bir ağızdan atılan sloganlar, yapılan konuşmalar ile enternasyonal dayanışma vurgusu yapıldı. Kapitalist-emperyalist sistem, faşizm ve her türden gericilik lanetlendi.

Anmaya Alman ve Türkiyeli komünist devrimci kurum ve örgütlerinin yanı sıra başka ülkelerden de katılım oldu. Tüm örgütler üzerinde R. Luxemburg ve K. Liebknecht’in (ve Lenin’in) resimlerinin bulunduğu pankart ve bayraklar taşıyarak eylem alanını kızıla çevirdiler. Alman örgütlerden MLPD, Rebell, DKP, FDJ, Trotz Alledem, SDAJ gibi örgütlerin katıldığı görülürken, Partizan da eyleme 150 kişi ile katıldı.

Ayrıca Yunanistan, Filistin, Şili gibi ülkelerin komünist örgütlerinin bayrak ve flamaları da yürüyüşte görülüyordu.

Dönemin Sosyal Demokrat Partisi`nin ve sosyal demokratlarının dünya devrimine ihanetlerine karşı tavır alanlardı, R. Luxemburg ve Karl Liebknecht. İşçi sınıfına önderlik etmekte terreddüt etmeyen ve bu yüzden ölümü göze alarak tarihe isimlerini altın harflerle yazan Rosa ve Karl enternasyonal bir ruhla, devrimci dayanışmanın en güzel örneği ile Almanya’nın başkenti Berlin’in sokaklarında isimleri haykırılarak anıldılar.

Luxemburg ve K. Liebknecht’in ölümü ile sonuçlanan süreç nasıl gelişti ?

1.Dünya Savaşı’ndan yenilgi ile ayrılan Almanya devleti başta olmak üzere tüm Avrupa’da ekonomik ve siyasi kriz derinleşmiş ve bunun sonucu olarak devrimci durum ivme kazanmıştı. I. Dünya Savașı sonrası Almanya’da içteki kriz hızla ve inanılmaz çabuklukla derinlik ve genişlik kazanmıştı. Bunun sonucu olarak işçi sınıfı ve sokak ayağa kalkmış ve sokaklar devrim sloganları ile çalkalanıyordu.

1918’in Aralık ayının sonlarına gelince Karl Liebknecht ve Rosa Luxemburg Almanya Komünist Partisi’ni (KPD) kurarlar. Bu iki önderin kurdukları parti, Almanya Bağımsız Sosyal Demokrat Partisi’nden yeni kopmuş ve henüz çok güçsüzdü. Oportünizmden çok geç kopan bu yeni komünist partisi (KPD) genç ve deneyimsizdi. Bu durum Karl ve Rosa’nın önderlik ettiği komünist partisinin en zayıf yanını oluşturuyordu.

Dönemin uygun olmayan öznel koşullarına rağmen, sokakların devrim sloganları ile çalkalandığı ve devrim hareketinin Rosa ve Karl’ı hareketin başına geçmeye zorladığında bunun için tereddüt etmediler. Devrime olan inanç ve cesaretleri ile devrimin başına geçtiler, bunu yaşamlarıyla ödemeleri pahasına.

Derin bir devrimci kriz içinde olan Almanya’nın iktidardaki sosyal demokratların da içinde bulunduğu hükümetin emirleri doğrultusunda 15 Ocak 1919’da Berlin’de milis kuvvetleri tarafından hunharca katledildiler.

9 Ocak 2013’te Fransa’nın başkenti Paris’te katledilen Sakine Cansız, Fidan Doğan ve Leyla Şaylemez de yürüyüşte anıldılar. Kürdistanlıların taşıdığı pankart, bayraklarda ve aynı zamanda yürüyüşte yapılan konuşmalarla üç özgürlük savaşçısı anılırken, katledilmeleri protesto edildi.

Yürüyüş anıt mezara gelindikten sonra sona erdi. Binlerce kişi gün boyunca anıt mezarlığı ziyaret ederek kırmızı karanfiller bıraktılar.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Diğer içerik
Kapalı
Başa dön tuşu