GüncelMakalelerPusula

PUSULA | Önce Devrimci Olmak…

"Gerçeğe, devrime, özgürlüğe ve halka dayanarak devrimcileşmek esas alındığında kavganın temsilcisi ve özgürlüğün gerçek savunucusu olunur. En az kendimizin, en çok devrimin ve halkın insanı olmayı amaçlamalıyız."

Ortadoğu, çelişki ve çatışmaların en keskin ve çetrefilli geçtiği coğrafyadan biri. Hesap ve planların, sayısız çıkar ilişkilerinin iç içe geçerek karıştığı, çatıştığı bu bölgede sorunların önemli bir bölümü savaşla çözülüyor.

İşgal ve tehdit, kuşatma ve kapatma, diz çökertme, ambargo ve provokasyon, her türlü kirli amaç ve sayısız ölüm ve tutsak alma aracı kullanılıyor.

Yoksulluğun ve açlığın bitmediği, katliam ve soykırımın eksik olmadığı, her gün kendini durmadan yenilediği Ortadoğu’da ve Rojava’da ne yapılmalıdır? Özgürlük ve kurtuluş arayanlar, hangi yolu izleyerek emekten ve onurdan yana bir yaşamı yaratabilir?

Örgütlenmekten, birleşmekten, daha güçlü kuvvetler yaratıp, sağlam bilinçle donanmaktan başka bir yolun olmadığı bir süreçteyiz. Bu onurlu amacı gerçekleştirmek için sayısız zorluklar ve engellerle karşı karşıyayız.

Önce cehaletten ve karanlıktan kurtulmak için hemen her konuda doğru bilgilenmeli ve bu bilgiyi sentezleyerek sağlam bir bilince çevirmeliyiz.

Sömürü ve zulümden kurtulmak için bilinçlenme ve örgütlenme adımlarını her tarafa ve her yere yaymalıyız. Halklar ve inançlar daha fazla biraraya gelerek birleşmeli ve iradeleşmelidir. Rojava, halklar ve inançlar mozaiğidir. Farklı milliyetlerden ve inançlardan insanların birarada-kardeşçe yaşamaya çalıştığı özgür bir toprak parçasındayız. Halklara dayanmalı ve en başta onların özgürlüğe, devrime katılımını sağlamayı esas almalıyız.

İkinci adım olarak, destek ve dayanışmalarına çalışmalıyız.  Bunların başarılamadığı yerde tarafsız kalmalarını sağlamalıyız. Çünkü parçalanmış ve farklılaşmış toplumların bütününün devrime ve özgürlüğe katılımı sağlanamayabilir. Bu amaç unutulmamalıdır. Ancak bu amacın birkaç on yıl içinde hemen gerçekleşmeyeceğini bilerek, hesaplayarak düşünmek, çalışmak ve örgütlenmek esas alınmalıdır. Sabırlı ve kararlı olmak, her gün gerçekliği göz önünde bulundurarak amaçtan kopmadan ileri doğru uygun adımlar atarak başarılı olunur.

Tam katılım sağlamayan kesimlerin destek ve dayanışması amaçlanmalıdır. Bu çalışma bir tek yol ve yönteme sıkışıp kalmadan farklı yol ve yöntemler izlemek zorundadır. Farklı yollar kullanılarak destek ve dayanışma sağlanmalıdır. Çalışma içinde büyük bir sabır, büyük bir olgunluk gereklidir, faaliyet tek bir kalıba sığdırılmamalıdır.

Her zaman, her çalışmada daha nitelikli bir yol ve yöntem nasıl izlenebilir? Ve amaçlanan hedefe uygun nasıl başarı elde edilebilir? vb. sorularına yanıt aranmalı, bu amaca uygun düşünüp hareket edilmelidir.

 

Rojava’ya saldırı ve işgal hesapları devam ediyor…

İşgal ve saldırı tehditleri somut bir şekilde sürüyor. Gün yok ki, sınır bölgelerindeki köyler, mezralar ve evler TC ordusu ve çetelerin saldırısına uğramasın. Kadınlar, çocuklar katledilip yaralanmasın, evler yıkılmasın! Saldırı, somut bir tehdittir ve tedbir alıp savunma gücünü geliştirmek esastır.

Faşist TC devleti ve onun soykırımcı katliamcı ordusu Rojava’nın soluk almasını istemiyor. Saldırı tehdidine, işgal hazırlıklarına bir gün bile ara vermiyor. Savaşsız bir yaşama fırsat vermiyor. Sürekli olarak Rojava’nın savaşla, savunma ve direnişle uğraşmasına çalışıyor. Özgürlük ve Kürt düşmanlığından, bir adım olsun geri adım atmıyor. Böylesi bir hesabı ve uzun vadeli amaçları olan bir düşmanla karşı karşıyayız. Son on yıllık hareket tam da bu görüşü doğrulamaktadır.

Türk devletinin amacı daha fazla toprak işgal edip halkları köleleştirmek, Kürtlere ait bir kazanıma müsaade etmemektir. İşgal etmediği, edemediği bölgelerde yaşamı devam ettirilemez, çekilmez hale getirmektir. Asgari yaşam olanaklarının bile olmadığı ya da sık sık kesintiye uğratılıp kısıtlandığı köle bir yaşama, herkesi razı edip kendisine biat ettirmek ve köleleştirmek istiyor.

Sürekli işgal tehdidi ve saldırı hazırlıklarına karşı önce düşünce ve maneviyatta hazır olmak esastır. Bunu halka doğru anlatmak, doğru kavratmak, halkın dışarıdan geliştirilecek provokasyon ve kışkırtmalara karşı uyanık olması için sürekli çalışma yürütüp örgütlenmeleri sağlanmalıdır. Savunmasız ve direnişsiz bir yaşamın ve zamanın kısa sürede yaratılamayacağı fikrini ve bilincini, halka vermek bir politika olarak uygulanmalıdır.

Bunun dışında halkın yaşam olanaklarının yaratılması, bu olanakların güvence altına alınarak geliştirilmesi görevi yaşamsaldır. Elektrik, mazot, su, ekmek sorunlarını çözecek, en temel gıda ve yaşamsal ihtiyaçlarını giderecek ekonomi alanındaki çalışmalar yenilenerek örgütlenmelidir.

Demokratik özerk yönetimi esas alan, onun varlığını ve amacını koruyan parti ve örgütlerin dışındaki parti ve örgütler Rojava’nın korunması ve savunulması temelli amaç uğruna hazırlanmalıdır. Diplomasi çalışmalarına önem vermek önemsenmelidir. Ancak diplomatik çalışmalar halkın örgütlenip bilinçlendirilmesi, savunma savaşına hazırlanması çalışmasının önünde ve üstünde olmamalıdır. Her şeyin Rojava halkının örgütlenmesine hizmeti amaçlamalıdır.

 

Tehdit ve saldırı karşısında ne yapmalıyız?

Ekonomik-mali, mimari, tıp, ziraat, diplomatik, basın-yayın, kültür ve sanat çalışmalarında siyasal alandaki propaganda ve örgütlenme faaliyetlerinde esas alınması gereken ve asla unutulmaması gereken öncelikli görev devrimcileşmektir.

Bilgi ve bilinçlenmede, duygu ve maneviyatta devrimcileşmek esas alınmadan hiçbir uzmanlaşma-yetkinleşme çalışması amaca hizmet edemez. Uzmanlaşma yönlü adımlar devrime ve özgürlüğe geçici hizmet edebilir. Ancak uzun vadeli, inşa edici-yapıcı çalışmalar için esas olan önce devrimcileşmektir.

İyi bir savaşçı, iyi bir komutan, iyi bir basın ve yayıncı, iyi bir sanatçı-diplomat, iyi bir meslek sahibi ve uzmanı olunabilir. Ancak devrimcileşmeyi esas almadan atılacak her adım, elde edilecek her başarı, kazanılacak her zafer yıkılmaya, bozulmaya, amacından kopup uzaklaşmaya mahkumdur.

Bilgide, bilinçlenmede, düşünme ve çözümlemede, müdahale ve örgütlemede, görev ve sorumluluklarda, halkla dost güçlerle ilişkilenmede devrimcileşmek esastır. Her konuda uzmanlaşmak ancak her konuda devrimcileşmektir. Düşünme, çalışma, örgütlenmede her gün, her an daha ileri ve gelişkin bir devrimcileşme amaç haline getirilmelidir. Yoldaşlar ve halk karşısında daha nitelikli bir temsiliyet, daha etkili bir sorumlulukla görevler yerine getirilir. Düşmana karşı direngen bir ruh ve karşı koyuş, halka karşı sevgi dolu bir yürekle yaklaşmalıyız.

Gerçeğe, devrime, özgürlüğe ve halka dayanarak devrimcileşmek esas alındığında kavganın temsilcisi ve özgürlüğün gerçek savunucusu olunur. En az kendimizin, en çok devrimin ve halkın insanı olmayı amaçlamalıyız. Göremeyeceğimiz günler için de mücadele etmeyi öğrenmeliyiz. Ancak o zaman, kavgamız ve özgürlüğümüz herkes tarafından benimsenen ve kabul gören bir somutluğa dönüşür.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu