Güncel

Polis ve bekçi translara saldıranları korudu!

Beyoğlu'nda yaşanan transfobik saldırıda bekçiler trans kadınları bıçakla yaralayanların kaçmasını sağladı, daha sonra polis trans kadınların ifadesini baskı altına aldı.

Beyoğlu’nda bulunan Tarlabaşı bulvarında bir grup translara saldırdı, bıçakla yaraladı; olay yerine gelen bekçiler saldırganların yakalanmasını engelledi. Şikayetçi olmak isteyen translar, karakolda küfür ve hakarete maruz kaldı, baskı altında ifadeleri alındı.

Meyus Mert isimli Twitter kullanıcısı başından geçenleri sosyal medyasından duyurdu. 11 Temmuz sabaha karşı 02.30’da Tarlabaşı’ndan geçtiklerini belirten Mert, 6-7 kişilik bir grubun hakaret ettiğini, tepki gösterdiğinde de küfürle karşılık verildiğini belirtti.

Daha sonra 6-7 kişinin kendilerine saldırdığını söyleyen Mert, “Şahıslar kaçtı herkes etrafımda toplandı. Bıçaklandığımın farkında değildim ta ki bir kaç trans arkadaş gelip yarama bakana kadar. 1-2 poşet bağladılar bacağıma, elime bir trans arkadaş telefon verdi. Beni darp eden kişilerden düşmüş, geri gelecekler diye elimde tuttum” dedi.

“Bekçi arkadaşımın telefonundaki video kaydını silmiş”

Darp eden kişilerin olay yerine geri geldiğini daha sonra da bekçilerin geldiğini söyleyen Mert, “Arkadaşım video kaydını açıp çekim yapmış ancak bekçi telefonu elinden zorla alıp videoları silmiş” diye vurguladı.

Bir bekçinin kendisine yardımcı olan transa, “sana ne oluyor sen kimsin de konuşuyorsun” diye bağırdığını aktaran Mert, “Darp edenlerden birisi karşıma geçip, ‘yalan konuşuyorlar bırakın da gidelim, işimiz var’  diye bağırmaya başladı. Ambulans bir türlü gelmedi, nedeni sorulduğunda, ‘iki vaka daha olduğundan dolayı gecikme var’ dedi bekçi. Bir sat sonra geldi ambulans. Bacağımdan ve kalçamdan bıçaklanmışım” dedi.

Bekçilerin ve karakolda ifade alan polislerin, fobik söylemlerine ve hakaretlerine maruz kaldıklarını dile getiren Mert, şöyle devam etti: “Bekçi, ‘hangisinden şikayetçisiniz sadece birisini karakola götürebiliriz hepsini götüremeyiz’ dedi. Ben de, grubun arasında kaldığımı, bilmediğimi söyledim. Arkadaşım, ‘hepsinden şikayetçi ol’ deyince bekçi bir şey  diyemedi.

Hastaneye götürdüler; muayene, tomografi, radyoloji, serum derken sabah 07.00 oldu. Hastanede beklerken defalarca karakoldan arandım, ‘çabuk gelmeniz lazım arkadaşlar sizi bekliyor’ dediler. Daha tedavim bitmemiş, dikişlerim atılmamış ve darp raporum alınmamıştı. Bunu söylememe rağmen defalarca aradılar. Sonra arandığım numarayı hastane polisine verdim, bir daha aramadılar.

Saldırganlar da şikayetçi olmuş!

Ortopediye alındım dikiş atıldı, üstüne 8 zımba atıldı, kalçama da 2 zımba atıldı. Darp raporu alıp Taksim karakoluna gidene kadar saat 12.00 oldu. Karakola vardığımda bir memur gelip dört kişi senden şikayetçi dedi. Sadece dördü gelmiş olay yerine ve alınmışlar. Memur, ‘şikayetçi olursanız sicilinize işler ve silinmez’ dedi. Arkadaşım, korkudan şikayetçi olamadı. Ben şikayetçiyim dedim, ‘baya beklemeniz gerekiyor’ dediler. Orada şikayetçi olmak istemediğimi kendim gidip suç duyurusunda bulunmak istediğimi söyledim.

Direkt ifademi aldılar. İfademe ‘olay 10 Temmuz 2021’de saat 20.00’de yaşandı, avukat talep etmiyorum’ ibareleri yazıldı. Düzelttirdim, yeni ifadeyi okumak istediğimde memur baskıyla imzalatmaya çalıştı. Bir arkadaşım polise, ‘resmen vazgeçin  diyorsunuz bize’ dedi ve polis küfür ederek arkadaşımı karakoldan kovdu ve ifadesini almadı.”

Mert, saldırıya uğramasına ve bıçaklanmasına rağmen karakolda polislerin saldırganları koruduğu yetmez gibi, bu kişilerin de sürekli olarak bakışlarıyla tehdit ettiğini ve psikolojik baskı uyguladığının altını çizdi.

Mert, dayanışma çağrısı yaptı.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu