Güncel

 OKUR POSTASI | Bir Kitabın Güncesi: KAYPAKKAYA  Akıl ve Aksiyon Duygusu

Belge yayınları tarafından basımı yapılan Muzaffer Oruçoğlu’na ait   KAYPAKKAYA  Akıl ve Aksiyon Duygusu adlı kitap okuyucusuyla buluştu.

Eser, aslında Oruçoğlu’nun farklı tarihlerde kaleme aldığı makale ve anlatılarının bir kitap içerisinde toplanması ile oluşmuş. Bu manada kitapta yazılan bazı okumaları daha önce okumuş veya dinlemiş olma ihtimali var. Ancak her halükarda akıcı, heyecan verici ve öğretisi değerli bir kitap olmuş. Oruçoğlu bu kısa makaleler yerine direk Kaypakkaya ile yaşadıklarını onun kişisel aynı zamanda karakter yapısını tek ve bütün olarak kaleme alsaydı bu yönüyle daha derli toplu bir yapıt olarak ortaya çıkması mümkün olurdu.

Zira Komünist karakter, gelişim, kişilik, sorgulama vb. konular da Kaypakkaya’yı anlatma ve anlama noktasında yetersizlikler barındırıyoruz. İdeolojik ve siyasi yapısına tekabül eden’ Devrimin yolu, Revizyonizme karşı duruşu, Kemalizm, Kürt ulusal sorunu’ vb. düşünceleri yıllardır dile getirilmesine karşın Kaypakkaya’nın genç yaşlardaki  komünist kimliği ,duruşu, hayata ve olaylara bakışı, zorluklar karşısındaki dirayeti ,umutsuzluk ortamındaki heyecanı, düşüncedeki farklılığı, okumaya olan derin susamışlığı, tutumluluğu, dik başlı ve direngenliği, çalışma tarzı, kadına bakış açısı, ermeni soykırımı, sol içi şiddet ve hatalara yaklaşım tarzı, fikir danışma, düşünme ve tekrardan danışma, kitle ilişkisi, sade yaşamı, sanata ve şiire olan tutkusu, çalışma ve araştırmadaki enerjisi kısacası dünyayı değiştirme ufkunda yatan bir kişilik.

İşte bu değiştirme ufkunda yatan devrimci ve komünist kişiliğin ardılları olarak ele alınarak kavranması  gereken çok önemli detayları önümüze çıkarmaktadır kitap.

1965’li yıllarda başlayan devrimci serüveni 1973 yılında komünist önder olma gerçekliliğine kavuşmuş bir önderlik profili. Felsefenin diyalektik kuralını güzel bir yazı dili ile anlatan Oruçoğlu  Kaypakkaya kişiliğini ve duruşunu hem öğrencilik hem de önderlik yaptığı dönemi yalın ama etkileyici tarzda anlatabilmiştir. Yer yer kendine özgü betimlemeleri öne çıkmış olmasına karşın Kaypakkaya’nın gelişimine etki yapan süreci de iyi bir şekliyle işlediği görülmektedir.

Kaypakkaya ile olan diyaloğunda onun gerçek nitelik ve karakteri ayrıntılarda gizli bir şekilde ortaya konmuştur. TİP (Türkiye İşçi partisi) ile başlayan tarihsel süreç ve düşünüş tarzının 68-70 yıllardaki değişimi ve 1970 ve sonrası yıllardaki şekillenen ideolojik yapısı, gelişimi anlaşılır bir şekilde ifade edilmiş. Bu gelişimin temelinde yatan gerçeklik Kaypakkaya’nın dışındaki siyasal gelişmeler gerekse de Kaypakkaya’nın o bitmek tükenmek bilmeyen okuma ve araştırma azmi.

Teorik gelişimin özü günde 5 ila 7 saat okumanın yanı sıra araştırma, tartışma, sorgulama. Marksist klasiklere ulaşma ve onları kendi yaşadığı coğrafya ile sınama çabası.

Kaypakkaya’nın okuma ve araştırma azmine denk düşen pratik süreci. Bir yandan yoğun  okumanın yanı sıra diğer yandan grev ve boykot çalışmalarında, toprak işgallerinde, köy çalışmalarında yer alışını özellikle köylüler ile diyaloğunda öğrenme ,dersler çıkarma yaklaşımı. Jandarma ve polis karşısındaki   dik duruşu. İşçi sınıfıyla diyaloğuna dair önemli veriler ile karşılaşıyoruz. Türk Solu bünyesinde oluşturulan İşçi Bürosu başkanlığını yapması meselenin özeti olarak ortaya konmuştur. Köylü devrimcisi olarak adlandırılmak istenen Kaypakkaya’nın işçi sınıfıyla olan bağı ona yüklediği misyon ve buna paralel çalışma pratiği önemle üzerinde durduğu konular olmuştur. Tüm bunlar sade  sohbet akışı içerisinde kaleme alınmış.

Kaypakkaya’nın özellikle Deniz Gezmiş yanı sıra Dev-Genç kadrolarıyla ile yaşadığı tartışma zamanları, bunun karşısında uğradığı şiddet. Bu şiddete rağmen göz altı sürecinde devrimci değerleri, devrimcileri savunma. Sayı olarak az olmalarına karşın  dik ve inatçı duruşu, siyasi tartışmalardaki savaşçılığı.  Kaypakkaya’yı komünist aşamaya taşıyan siyasal görüşlerindeki netliği ve tahlil gücü. Tüm bu yaklaşım tarzı kitapta ele alınarak işlenmiş.

Kaypakkaya yoldaşlık ve paylaşım. Devrimcilik ve Devrimciler arası ilişki. Somut ve yalın olarak öğrenilmesi ve örnek alınması gereken değerlerin altı çizilmiş. Sonuç olarak Kaypakkaya ve yaşamındaki belli kesitler Oruçoğlu tarafından güzel ve sade bir şekliyle aktarılmış. Hala eksikleriyle anlatılan bir Kaypakkaya durmaktadır.

Yaşanılan değerler umarız yaşayanların hayata veda ederek beraber götüremeyeceği yazılı kayıtlarda yer bulur.

 

 

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu