GüncelMakaleler

Nubar Ozanyan | Faşist komşu

Türk devleti yüz altı yıl önce işlediği soykırım suçunu Kürtlerin üzerine yıkarak kendini tarihsel olarak aklama çabası içindedir.

Ermenistan ve Türkiye arasında 1993 yılından beri kopuk olan ilişkiler, karşılıklı özel temsilcilik atanarak normalleştirilmeye çalışılıyor. Türkiye’nin komşularıyla “sıfır sorundan sırf soruna” dönüşen politikası, iç politikasından ve ulus devlet gerçekliğinden bağımsız değildir.

Türk devletinin soykırımcı yüzünü ve kanlı ellerini, Ermeni düşmanlığında ölçü tanımayan söylemlerini iyi tanıyan Ermeni halkı, aradan yüz yıl daha geçse düşmanını asla unutmayacaktır. Ermeniler, bu komşunun niyetinin ne olduğunu yüz elli yıllık tarihlerinden, son olarak da Karabağ işgal saldırısından bilir.

Karabağ işgali sürecinde, Türk devletinin Azerbaycan devletine sunduğu askeri-teknik-istihbarat desteği herkes tarafından bilinmektedir. Karabağ işgal saldırısından sonra Kafkaslar üzerinde gerçekleştirilmek istenenler, İ. Enver Paşa’nın hayallerinin bir benzerinden başka bir şey değildir.

Rusya başta olmak üzere, bölge gerici devletlerinin onay ve desteğiyle başlatılan normalleşme sürecinin arkasında Türk devletinin rant hesapları kadar yüz yıl önce işlediği soykırım suçunu gündemden düşürme çabası da yatmaktadır.

Türkiye halkını yoksulluk ve yoklukla terbiye edip zulümle çökertmeye çalışmak isteyen İttihatçı-Kemalist Türk devleti, şimdi de komşularını ekonomik abluka, ambargo ve işgal-ilhak tehditleriyle çökertmeye çalışıyor.

Yaptıkları ve yaşattıklarıyla “suç örgütü” unvanını kimseye bırakmayan Türk devletinin Ermenistan’a ve Rojava’ya karşı uyguladığı siyasette de ciddi benzerlikler görülmektedir.

AKP-MHP faşist iktidarının Ermenistan yönetimine “1915 Ermeni Katliamını gündemden düşürün, bu iddiadan vazgeçin, biz de tüm sınırları size açalım. Azerbaycan’la sorunlarınızı çözelim” teklifinde bulunması Osmanlı oyunlarının bir benzeri niteliğindedir.

Türk devleti bir yandan ekonomik kuşatma, sıkıştırma, teslim alma politikasını güderken diğer yandan yüz altı yıl önce işlediği soykırım suçunu Kürtlerin üzerine yıkarak kendini tarihsel olarak aklama çabası içindedir. Bu amaçla üretilen tezler çok tehlikelidir. Bazı Ermeni aydınların bu tezlere sarılması daha da vahimdir.

“Ermeni katliamının sorumluları Kürtlerdir. O zaman Türklerle iyi ilişkiler geliştirelim” propagandası celladına aşık olmak demektir.

Ermenistan kamuoyunda azınlıkta olan bir kısım Ermeni siyasetçi, sayısız katliama uğrayan Kürt halkını tarihsel suçlu ilan etmeye çalışmaktadır. Bu dolar düşkünü ve celladına aşık Ermeni siyasetçi ve gazetecilerin yanısıra Ermeni halkı ise “Tarihsel haklılığımız gözardı edilmektedir.

Topraklarımız ve değerlerimiz Paşinyan eliyle satılmaktadır. Ermeniler Türklere peşkeş çekilmeye çalışılmaktadır” demektedir. Bu iki farklı-zıt görüş, Ermeni kamuoyunda ve diasporada tartışılmakta ve çatışmaktadır. Dolar ve Türk lirasıyla satın alınan bazı Ermeni hainler, hem tarihlerine ve halka ihanet ediyor hem de Türk devletine uşaklıkta yeni bir yol açıyorlar.

AKP-MHP faşist iktidarı, bir yandan Karabağ işgaliyle büyük insanlık suçu işlerken diğer yandan ise Ermeni halkını birbirine düşürerek Kürt düşmanlığı algısıyla Kürt-Ermeni düşmanlığı yaratmaya çalışıyor. Halkları birbirine kırdırmakta ve düşman etmekte oldukça eğitimli olan bu tehlikeli zihniyete ve Osmanlı oyununa ne Ermeni halkı ne Kürt halkı gelecektir.

Yeni “Enver Paşa”lar sahte belge ve bulgularla, bazı satılmış aydın uzantılarıyla Kürt ve Ermeni halkını birbirine düşürmeye çalışmaktadır. Ermeni ve Kürt halkı, tarih boyunca birçok bölgede iç içe yaşamış, kardeş ve dost iki halktır.

Tavuklarından önce stranları, govendleri birbirine karışmış, birbirlerinin dilinden “Ay Dilberê” şarkısını dinlemiş halklardır.

Kabul etmek gerekir, Osmanlı döneminde kurulan Hamidiye Alayları içinde yer almış bazı Kürt aşiretleri dün Ermeni düşmanlığı ve katliamı yaptılar. Bugün aynı Hamidiye zihniyetini taşıyanlar Kürt düşmanlığı ve Kürt katliamları yapmaktadır.

Bu gerçeği kim inkar edebilir?

Dün Ermeni’ye düşmanlık yapan zihniyet, bugün Kürde düşmanlık yapmaktadır. Zihniyetin gerçek sahipleri egemen Osmanlı ve İttihat-Terakkici paşalardır. Hamidiye Alaylarını kurduran, onları Ermenilere ve yoksul Kürt köylülerine saldırtan zihniyet aynı sultan ve paşaların zihniyetidir.

Bu başıbozuk çeteler Osmanlı ve sonrasındaki hükümet olan İttihat Terakkici paşalarının kirli çıkarlarına hizmet etmiştir. Bu anlamıyla biz Ermeni devrimcileri, aydınları ve halkı olarak dostumuzu da düşmanımızı da iyi tanırız. Kimse bize dostlarımızı Osmanlı kurnazlığı yaparak düşman olarak yutturamaz.

Rojava devriminde ve sonrasında ortaya çıkan özgürlük idealleri ve kardeşçe ortak yaşam fikri, halkları birleştiren ve yan yana, kardeşçe yaşamamıza yol açan anlayıştır. Bizlere güç veren zemindir. Bizler bu güçlü kardeşlik ve dostluk zeminini esas alıp yürüyemeye devam edeceğiz.

Ermenistan üzerinde Osmanlı oyunlarına benzer bir oyunu, hatta daha tehlikelisini bugün diktatör R.T.Erdoğan oynamaya çalışıyor. Bir taşla birkaç kuş vurmaya çalışarak hem Ermeni halkını birbirine düşman etmeye hem de Kürt-Ermeni halkı arasına düşmanlık tohumlarını ekmeye çalışmaktadır.

Halkları birbirine kırdırmak ve düşmanlaştırmak isteyen her dönem Pan-Türkist Kemalist hükümetleri ve onların zalim paşaları olmuştur. Bu faşist ırkçı politikaya alet olan Kemalist Türk solcuları olmuştur.

Ermeni halkı boyun eğen kurban değildir. Ermeni halkının aklı ve hafızası bütün hafıza katillerine karşın devrimci ve gerçekçidir. Ve gerçek, devrimci olduğu kadar adildir de.

Ne dostunu ne de düşmanını unutur.

(Yeni Özgür Politika.12 Ocak 2022)

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu