Van T Tipi Hapishanesi’ndeki 13 kadın tutsak, HDP Muş Milletvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit’e yaşadıkları hak ihlallerini içeren mektup yazdı. Kadınlar, Kürtçe yazılan defterlerin toplatıldığını ve “Kürtçe tercüman yok” gerekçesiyle defterlerin kendilerine verilmediğini aktardı. Dışarıdan kitap almanın da yasaklandığını belirten kadınlar, durumu bildikleri kurum müdürünün ise kendilerine “Kitap okumayın, ne yapacaksınız kitap okuyup” dediğini anlattı.
Van T Tipi Hapishanesi içerisinde yaşanan hak ihlallerini kurum müdürü ve hapishane savcısı ile görüştüklerini ancak sonuç alamadıklarını ifade eden Koçyiğit, “Ayrıca tutsaklar cezaevinde yaşanan bir takım hak ihlalerinin Pandemi ile beraber daha da derinleştiğini ve en temel insan haklarının dahi ihlal edildiğini belirtmektedirler” dedi.
Hapishanedeki 13 kadın tutsaktan gelen mektupta yer alan şikayet şu şekilde:
– Aciliyet arz eden durumlarda dahi revire çıkma taleplerimiz karşılanmıyor, ayda bir şekilde uygulamaya konulan revir hakkımız keyfi olarak sürdürülüyor
– Kürtçe roman ve şiir kitaplarımız yasaklı olmamasına rağmen bizlere verilmiyor. Bizlere ait defterler Kürtçe yazılar olduğu gerekçesiyle alındı ve “Kürtçe tercüman olmadığı’ için 1 yıldır geri verilmiyor
-Dışarıdan kitap almak yasaklandı. Özel gün ve bayramlarda hediye dışında kitap alamıyoruz. Bu durumu kurum müdürüne aktardığımızda “Kitap okumayın, ne yapacaksınız kitap okuyup” yanıtını alıyoruz
– Her şeyin pahalılaştığı bir dönemde dış posta aracılığıyla para karşılığında ihtiyaçlarımızı karşılayabileceğimiz söyleniyor
– Birinci derece yakınlarımız dışında aynı hapishanesinde bulunan tanıdıklara mektup gönderilmesi yasaklandı
– Hapishane kantinine taleplerimiz dışında ürünler geliyor ve istenilmeyen ürünün kullanılması dayatılıyor
– Yaşanılan hak ihlallerine ilişkin şikayetlerimiz bakanlıklara iletilmiyor, üstelik hakaretten dolayı suç duyurusunda bulunduğumuzda da bizlerin memura hakaret ettiği iddia edilerek hakkımızda tutanak tutuluyor
– Pandemi kapsamında alınan önlemlerde, açık görüşlerin kaldırılması dışında bir önlem alınmadı. Ayrıca dışarı ile temaslı olan memurlar sürekli suretle koğuşlara giriş yaparak arama yapıyor
– Hijyen malzemeleri temin edilemiyormuş. Kendi aldığımız çamaşır suyu da kısıtlı veriliyor.
