GüncelKadınMakaleler

KADINLARIN BİRLİĞİ |Erkekliğin Ürettiği Kodlar, Kadın Mücadelesini Engellemeye Yetmiyor

Kadın mücadelesinin çok yönlü gelişiminin önünü açacak adımları böylelikle atabiliriz. Elbette meseleyi direnişlerle ilişkilenmeye indirgenecek düzeyde ele alamayız. Politik söz ve eylem üretmemize vesile olacak bir olgu olarak ele alabiliriz.

Ekonomik kriz dönemlerinin kadınlara yansımaları kuşkusuz çok yönlü oluyor. Pek çok hizmete erişim, oldukça güçleşirken kadınların hakları bir bir gasp ediliyor. Krizle birlikte azalan ücretler, artan fiyatlar en hızlı kadınları etkiliyor. Kadına yönelik şiddet artış gösteriyor.

Sayılabilecek pek çok olumsuz etkiden biri de kadın istihdamında açığa çıkan değişkenlik. Hem içinde bulunduğumuz genel durum hem de Covid 19 salgınının başından bu yana geldiğimiz nokta bu konuda pek çok veri sunuyor.

Son dönemde Dolar ve Euro kurunda yaşanan yükseliş, ekonomik olarak yaşanan krizi derinleştirmeyi sürdürüyor. Sadece son bir yıla baktığımızda bu yükselişin halkın yaşamında ne denli büyük bir yıkıma dönüştüğünü görürüz. Yaşanan yıkım, iktidarın politikaları ile birleşince milyonlarca insan günlük yaşamı dahi sürdürebilmekten her geçen gün giderek uzaklaşıyor.

Toplumsal anlamda yaşanan her türlü olumsuz durumdan ilk ve en fazla etkilenenler “dezavantajlı gruplar”. Toplumsal cinsiyete dayalı algı daha fazla ön plana çıkıyor ve tablodan en fazla etkilenen kadınlar oluyor. Kriz sebebiyle açığa çıkan ekonomik daralmanın ilk sonuçlarından biri işsizlik. Büyüyen işsizlik, kadınların yaşamlarına farklı etkilerde bulunuyor. Kadınların kendi işsizliği bir etkenken, erkeklerin işsizleşmesinin yükü de kadınların sırtına yükleniyor.

İşten çıkarmalarda ilk gözden çıkarılan olmanın yanında kadınların ucuz işgücü olarak istihdama çekilme düzeyi artıyor. Kadınlar zor zamanlarda devreye giren ucuz, güvencesiz, esnek, niteliksiz, kayıtdışı işgücü olarak konumlanmaya zorlanıyor. Ucuz işgücü olarak kullanılma hali ise daha çok ev eksenli çalışmalarda kendini gösteriyor.

Kadınlar zaten yaptıkları işten para kazanmaya yönlendiriliyor, düşen hane halkı gelirini tamamlayıcı, destekleyici olarak görülüyor. Bu hem geçici bir durum hem de erkek egemen sistemi ve toplumsal cinsiyet algılarını güçlendiren bir durum.

Çünkü kadınlar krizlerin iyileşme dönemlerinde yine çalışma alanlarından uzaklaştırılıyor. Hane içerisindeki görev ve sorumluluklar yine sadece kadınlara kaldığı için toplumsal cinsiyet rollerini güçlendiren bir durum yaşanıyor. Kadınları çok yönlü sömürmenin yolu böylelikle açılıyor.

2001 krizinin ardından kadın işgücünün % 33’ünün işsiz kaldığını biliyoruz. Kriz dönemlerine özgü olmayan bu durum Covid 19 gibi olağanüstü durumlarda da derinleşiyor. Erkek egemen düzen salgınla baş etmenin yolunu insanları daha çok da kadınları eve hapsetmede buldu.

Ev içi bakım emeği kadınların omuzuna yüklenerek kadınların kazanılmış hakları gasp edildi. Erkek egemen iktidar gelişen kadın mücadelesinden rahatsızlığını “kadınları evlere hapset, kazanılmış haklarını gasp et ve dayanışmalarını engelle” politikasını devreye sokarak gözler önüne serdi. Erkek aklın İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme hamlesi bu politikanın bir yansıması sadece.

Bunun karşısında tüm yoksunluklara ve baskıya rağmen Covid 19 gibi sokakların sessizleştiği, insansızlaştırıldığı bir dönemde toplumsal mücadelenin güçlü bir dinamiği olarak kadın hareketi gelişen yeni duruma göre konumlanmayı ilk öğrenen, geliştiren oldu. Politik söylemler, eylem biçimleri geliştirmeyi büyük oranda başardı.

Bu gelişimin bir parçası da en zayıf yanımız olarak tanımladığımız “kadın emeği” alanında yaşandı. Salgın koşullarını sermayeyi korumak ezilen milyonlarında sömürülme düzeyini artırmak için dizayn eden iktidarın politikaları işçi direnişleri ile karşılık buldu. Salgın koşullarına rağmen pek çok işçi direnişi açığa çıktı ve bu direnişlerde kadınlar hep ön plandaydı. Migros, Sinbo, SML direnişlerin bunun en somut örnekleri.

Bizim güçlendirmemiz ve yönelmemiz gereken yerde burada açığa çıkıyor: Açığa çıkan işçi direnişlerine ve bu direnişlerin güçlü özneleri olan kadınlara daha fazla yüzümüzü dönebilmek, politik söz ve eylem üretebilmek. Kadın mücadelesinin çok yönlü gelişiminin önünü açacak adımları böylelikle atabiliriz. Elbette meseleyi direnişlerle ilişkilenmeye indirgenecek düzeyde ele alamayız. Politik söz ve eylem üretmemize vesile olacak bir olgu olarak ele alabiliriz. (Devam edecek)

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu