GüncelManşet

Silopi’deki meseleyi anladınız mı?

Bugün sabah saatlerinde özel harekat timleri Şirnex’in Silopi ilçesinde Zap ve avaşin Mahallelerini abluka altına alarak buralara baskın yapmak istedi. Bu baskın sırasında en az 6 ev ateşe verildi, evler tarandı, 3 kişi katledildi, en az 15 kişi yaralandı, mahallelere ambulans ve itfaiyenin girişi engellendi, yaralıları hastaneye taşıyan araçlar kurşunlandı…

Bu saldırıya karşılık veren halk ile kolluk kuvvetleri arasında çıkan çatışma bu yazıyı yazarken hala devam ediyordu.

Peki bu katliam girişiminin nedenini anladınız mı?

Diğerlerinden farkını görebildiniz mi?

Mesele açık aslında.

Zap ve Avaşin mahalleleri özerkliğin kısmi olarak hayata geçirildiği, kendi öz güçleri ile ayakta kalan, mahalleyi düşmanından korumak için hendeklerin kazıldığı bir mahalle. (Tabii mahallelerden neredeyse % 100 HDP’ye oy çıktığını söylememize de gerek yok.)

Dolayısıyla yapılan gözaltı ve baskınlara da karşı çıkan ve kendini siper eden güçte bir bölge.

Ve devlet tam da bu yüzden Zap’a da, Avaşin’e de düşman!

Ve burada böylesi saldırıları, katliam girişimleri de yeni değil; mahalle halkı bu duruma yabancı değil.

Tam da bu yüzden bu halk da bu devlete düşman.

Tam da bu yüzden kendini hendeklerle, kendi öz güçlerini-öz yönetimlerini oluşturarak koruma çabasındalar.

Ve haklılar!

Her ne kadar şimdi ve önümüzdeki saatlerde katledilenler ve mahalle halkı terörist (ya da en iyi ihtimalle terörist yandaşı) ilan edilse ve buradan doğru propaganda yapılsa da “mesele” açıktır!

Barzani’nin geçtiğimiz yıl Şengal’de yaptığı gibi (Barzani ve peşmergeler Şengal’deki DAİŞ tehlikesine karşı “Sizi koruyacağız” diyerek halkın silahlarına el koymuş ve DAİŞ’in Şengal’e girdiği gün tek ateşlik mermi kullanmadan şehri bu katil ve tecavüzcü sürüsünün eline bırakmıştı) halkı silahsızlandırmaya ve başta kendi faşist saldırganlığı olmak üzere Hizbul Kontra, DAİŞ gibi yan örgütlerinin saldırılarına karşı savunmasız bırakmaya çalışmaktadır.

Sırf bu yüzden yalnızca Silopi’de değil, Merdîn-Nusaybin’de de bu sabah halkın DAİŞ’ten korunmak için şehrin bazı girişlerine kurdukları barikatları yıkma operasyonuna giriştiler.

Yeri gelmişken söyleyelim:

Evet silahsız, barış dolu, huzur ve eşitliğin hüküm sürdüğü bir dünya hepimizin hayali!

Bu söylemlerle dünyaya bir Pollyanna tozpembeliğinde bakmaya çalışanlara ve her fırsatta “silah bırakma” çağrılarını avazı çıktığı kadar haykıranlara bir gerçekliği hatırlatmak gerek:

Ama bu hayal ne yazık ki faşist silahlı orduların ve DAİŞ gibi ağır silahlarla donatılmış çetelerin ortasında halkın öz savunma güçleri (elbette ki silahlı) ve kurumları olmadan mümkün değil! Çünkü biz boynunu Hz. İbrahim’in keskin kılıcı altına “kurban olmak” için uzatacak Hz. İsmail ya da Tanrı’nın yolladığı koyun değiliz!

O keskin kılıç başımızın üzerinde sallandıkça halkın öz güçleri ve silahlı mücadelesi asla meşruluğunu yitirmeyecektir.

AKP’nin saldırdığı bu gerçekliktir. Şimdi meseleyi anladınız mı?

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Diğer içerik
Kapalı
Başa dön tuşu