İnsan Hakları Derneği Kadın Komisyonu üyesi Cemile Karakaya tarafından okunan açıklamada, “Kandıra 1 No’lu Hapishanesi’nde şüpheli bir şekilde yaşamını yitiren Garibe Gezer’in yetkililerce intihar ettiği açıklamasına katılmak mümkün değildir.” şeklindeki sözler ifade edildi.
Açıklama, “Garibe Gezer’in avukatlarının yaptığı açıklamadan öğrendiğimiz sistematik işkence gördüğü ve tecavüze uğradığıdır. Öyküsü avukatlarınca aşağıdaki gibi açıklanmıştır. 5 yıldır tutuklu olan Garibe Gezer Bünyan Kadın Kapalı Hapishanesinden hücre cezası alır ve Kandıra hapishanesine gönderilir. Burada 33 gün boyunca hücrede kalır. Hücre cezası bitiminde tek kişilik odaya alınır. Tek kişilik odadan arkadaşlarının yanına geçmek isteyen Garibe Hapishane yönetimine defalarca dilekçe verir ancak olumlu bir cevap alamaz. Ve tek kişilik yerde tutulmaya devam edilir.
Bunun üzerine sesini duyurmak ve arkadaşlarının yanına geçmek için kapıya vurmak sureti ile sesini duyurmak ister. Kapıya vurması sonucu 8 kişilik gardiyan ekibi hücreye gelir ve yerlerden sürüyerek süngerli odaya götürülür. Bu götürme esnasında üstündeki kıyafetler çıkar yarı çıplak şekilde erkek gardiyanların olduğu bölgeden sürükleyerek süngerli odaya götürülür.” denildi.
Açıklamada Karakaya, “4 saat kadar sonra süngerli odadan çıkarılıp tekrar tek kişilik odaya götürülür. Bu esnada kendisine üst araması yapmak isteyen kadın gardiyanlar tarafından cinsel istismara uğrar. Bu yapılanları kaldıramayan Garibe tek kişilik odaya getirildiğinde ölmek ister ve kafasını duvarlara vurur. Kafasında oluşan kanamalardan dolayı bayılır ve doktora götürülür ancak doktor herhangi bir tıbbi müdahalede bulunmaz.
Kendine geldiğinde de o tedaviyi reddeder ve kafasındaki kanama devam ederken tek kişilik odada kalması konusunda ısrar edilir. Avukatlarına yaptığı açıklamasında tek kişilik odada insan dışkısının olduğu ve insan dışkısından dolayı kokuların olduğu nu belirtiyor. Bu odada kafa travması ve kafasındaki kanamanın devam ettiğini odanın 24 saat kamera ile gözlendiğini ancak o şekilde müdahale edilmeden kaldığını belirtiyor ve bunun duyurulmasını istiyor. Gardiyanlar ve Hapishane doktoru hakkında suç duyurusunda bulunmasını talep ediyor.” dedi.
Tüm bu açıklamalardan anlıyoruz ki, Garibe Gezer gördüğü sistematik işkence tecavüzden sonra intihar etmiş olsa dahi, onu intihara sürükleyen nedenler araştırılmalı, ve bunun bir intihar değil cinayet olduğu bilinmelidir. Devlet denetiminde olan hapishanelerde mahpus ölümleri doğal karşılanacak bir durum değildir.
Garibe Gezer’in tutukluluğunda yaşadığı taciz, tecavüz ve işkence ölümünden sonrada devam etmekte ve avukatın gelmesi beklenmeden otopsi yapılmaktadır. Hak ihlalleri her koşulda devam etmektedir. Biz insan hakları savunucusu kadınlar; Adına intihar denilen bu şüpheli ölümün açığa çıkarılmasını, devlet denetiminde olan hapishanelerdeki hak ihlallerinin tespit edilmesini, bunların önlenmesi için gerekli tedbirlerin alınmasını , insanları ölüme götüren nedenlerin ortadan kaldırılmasını acilen talep ediyoruz.
