Güncel

“Hapishanelerde 12 Eylül Uygulamaları Yaşanıyor!”

H. Merkezi: İnsan Hakları Derneği (İHD) Merkezi Hapishaneler Komisyonu’nun hazırladığı “Mahpusların Diliyle Türkiye Hapishanelerinde Hak İhlalleri Raporu” bugün yapılan bir basın toplantısıyla İHD İstanbul Şubesinde açıklandı.  Bir yıllık çalışma sonucunda hazırlanan rapor kapsamında, 26 İHD üye ve yöneticisi 54 hapishaneye gitti, adli ve siyasi davalardan tutuklu veya hükümlü olan 238 tutsağı ziyaret etti.

Raporda, sistemin, “modern bir ceza infaz sisteminden” ve onun ceza ve tutukevinden çok, “arkaik ceza sistemine ve onun zindan mantığına dayandığı” ifade edildi.

Öneriler bölümünde, siyasi partiler ve demokratik kitle örgütlerinin güçlerini kullanarak kamu otoritelerini harekete geçirmek üzere girişimlerde bulunması ve insan haklarına dayalı bir ceza infaz sisteminin tesisini sağlamak için etkin bir çaba ve çalışma yürütülmesi gerektiği ifade edildi.

 

“Çıplak ama rutin uygulama”

İhlallerin anlatıldığı raporda, Olağanüstü Hal (OHAL) ilanından sonra hapishanelerde, “12 Eylül darbesinin askeri kapatma mekânlarını andıran bir dönüşümün meydana geldiği” ifade edilerek şöyle denildi:

“İstisnasız bütün görüşmelerde, ‘pek sorun yaşamadığını’ söyleyen kişilerin bulunduğu yerlerde bile günlük sayımın askeri disiplin içinde yapılmasını sağlamaya yönelik bir çaba söz konusu. Askeri disiplinle sayım yapabilmek için şiddete başvurulduğu birçok görüşmede dile getirildi.”

Askeri düzene örnek olarak, rastgele ve keyfi aramalar yapılması, eşyalara zarar verilmesi gösterildi.

Hapishanelerin OHAL sonrası yaşanan hak ihlallerinden bir kısmı ise şöyle sıralandı:

* Hem içeride tutulanların kendi aralarındaki iletişim engellenmeye çalışılıyor hem de görüşler keyfi şekilde kısıtlanıyor.

* Çıplak arama bir rutin halini almış durumda. Birçok hapishanede çıplak aramanın aileden ziyaretçilere uygulanmak istenmesi de söz konusu. O kadar ki “Eziyet çekmesinler diye ailelerin gelmesini istemiyoruz” ifadesiyle defalarca karşılaştık.

 

“Kürtçe Kitap yasak”

* Hapishanelere Kürtçe kitap alınmıyor. Kendi aralarında Kürtçe konuştukları için disiplin cezası alan, şiddete maruz kalanlar var. Bir tutsak, Kürtçe konuşan birinin, “infaz memuruna hakaret etti” bahanesiyle hücre cezası aldığını dile getirdi. Hiç Türkçe bilmeyen bir mahpusun sayım sırasında arkadaşlarıyla Kürtçe konuşması, “Burası Türkiye, Türkçe konuşacaksın” denilerek tehdit edilmesine yol açtı.

* Tehdit, OHAL sonrası çok yoğunlaşmış durumda. Fiziki işkence, “süngerli oda” adı altında kurumsallaşmış gibi görünüyor.

 

“Kadın Koğuşlarına erkek gardiyan”

* Hapishane yönetimleri ve infaz koruma memurlarının tutuklu ve hükümlülere sataşmaları, hakaret etmeleri birçok anlatımda karşımıza çıktı. Özellikle dışarıda meydana gelen olayların siyasal gerilimi artırdığı dönemlerde içerde tutuklu ve hükümlülere yönelik baskıların arttığı da dile getirildi.

* Keyfiliğin geldiği noktalardan biri de kadın koğuşlarına erkek infaz koruma memurlarının girmesi oldu.

* Hapishanelerde tutulanların hak arama ya da bilgi edinme çabalarının karşılığı en iyi ihtimalle cevapsız kalıyor. Tutsakların bu nedenle disiplin cezalarıyla karşılaşmaları yaygın bir tutum haline geldi.

* Kameralar alabildiğine yaygınlaştırılırken, toplu fotoğraf çektirmenin bile yasaklanması döneme özgü tuhaflıklardan biri. Birçok yerde en fazla üç kişinin fotoğraf çektirebildiği anlatıldı.

“Sağlık arayışı işkenceye dönüştürülüyor “

 OHAL döneminin hapishanelerde yol açtığı değişimlerden biri de sıkışıklık: Hemen hemen her yerde kapasite aşılmış durumda. Bu da sağlık ve hijyen sorunlarına yol açıyor. Sağlık durumu kötü olanlar açısından koşullar tehlike arz ediyor, sağlık durumu iyi sayılanlar da risk altına giriyor.

* Sağlığa erişim hakkının OHAL sonrası ciddi biçimde kısıtlandığı hemen her görüşmede dile getirildi. Hastane sevkleri nedensiz geciktiriliyor, sağlık arayışı işkenceye dönüştürülüyor. Kelepçeli muayene de insan haklarına aykırı bir diğer rutin.

* Yemeklerden şikâyetler kalınan yere göre değişse bile temiz suya erişim hemen hemen her yerde ciddi bir sorun olarak dile getirildi. Vejetaryenlerin taleplerine dikkat edilmiyor.  

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu