GüncelKadın

Gülistan Doku’nun Annesi Soruyor; “Kızım Nerede?”

Biz direnişin 10’lu günlerinde Tunceli Adliyesi önünde nöbette olan aile ve desteğe gelen kadınlarla kısa söyleşiler yaptık. Ses kaydımızı önce Gülistan Doku’nun annesine uzattık. Bedriye Anne kısaca duygularını paylaştı ve isyanını haykırdı; “Kızımı bulun?”

Gülistan Doku 2 yıl geçmesine rağmen, onlarca eyleme, çağrıya, kadın örgütünün mücadelesine rağmen henüz bulunamadı. Gülistan’ın akıbeti hakkında ne yeni bir gelişme oldu ne de baş şüpheli Zaynal Abarakov hakkında bir dava açıldı.

Son dönemde artan kadın cinayetleri, kadınların katledilmesi ve kaybedilmesi siyaseti başta Kürdistan coğrafyası olmak üzere devam ediyor. İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılması ile daha fazla kadın şiddete, tacize maruz bırakılırken, her gün onlarca kadın katledilmeye devam ediyor.

İki yıldan fazla bir süredir kızları Gülistan Doku’yu arayan ailesi, 14 gündür Tunceli Adliyesi önündeki oturma eylemini Ankara’ya taşımaya karar verdi.

Aile, Tunceli’de adliye önü nöbetine 1 Ocak’ta başlamıştı.

Biz direnişin 10’lu günlerinde Tunceli Adliyesi önünde nöbette olan aile ve desteğe gelen kadınlarla kısa söyleşiler yaptık. Ses kaydımızı önce Gülistan Doku’nun annesine uzattık. Bedriye Anne kısaca duygularını paylaştı ve isyanını haykırdı; “Kızımı bulun?

İlk olarak mücadelesine dair kısa bir konuşma yaptı ve şöyle devam etti: “2 yıl doldu, 3’e doğru gidiyoruz, neden diye soruyorum, neden kızımı bulmuyorlar, niye? Bu olayı niye çözmüyorlar? Benim kızıma ne oldu? Kızımın başına ne geldi? Benim kızım bir öğrenci, üniversiteli. Hiçbir gelişme yaşanmadı soruşturmada, ilk gün nasılsa hala aynı, hiçbir şey değişmedi. Bu kız kuş değil ki uçsun, buhar değil ki yok olsun. Ben onu önce Allah’a sonra devlete emanet ettim. Kızımın başına ne geldi? Bu Adliye önünde 13. günümüz, sesim duyulsun diye Adliye önüne geldim. Ben kızımı bulmak istiyorum. Kızım öldüyse kemiklerini bana verin, bir mezarı olsun. Mezarda bir fatiha okumak istiyorum. Sabah kalkıyorum kızım yok, yatıyorum kızım yok, oturuyorum kızım yok.”

 

“Her anlamda yetkili olanlar yetkili değilmiş gibi davranıyor!”

Ardından Tunceli Adliyesi önünde nöbet başladığı andan itibaren dayanışmaya gelen Nülifer ve HDP İl Eş Başkanı Nurhayat Yeşil ile söyleşi yaptık.

Türkiye ve T. Kürdistanı’nda çok fazla kadın cinayeti yaşanıyor. Yakın zamanda İstanbul Sözleşmesi’nden de çıkılmış oldu. Gülistan Doku da iki senedir çok küçük bir şehirde bulunamıyor. Bununla ilgili neler söylemek istersiniz? Soruşturma aydınlatılmıyor. Kadınlar erkek/devlet şiddetine karşı bir biçimiyle mücadele ediyor, bu süreçte bu mücadelenin önemli bir parçası. Buradan doğru düşüncelerinizi alabilir miyiz?” sorumuza şöyle yanıt verdi:

Davanın bir kadın cinayeti değil ama bir kadın davası olduğunu söyleyebiliriz. Bir kadın davası gibi de muamele görüyor. Ülkede kadınların ikinci sınıf görüldüğü, anayasadaki ‘eşitlik’ ilkesinin aslında fiiliyatta uygulanmadığı ve gerçekte olmadığını biliyoruz. Bunu belki en çok hissedenler kadınlar ve LGBTİ+’lar. Gülistan devletin akıbetinden, canından ve sağlığından sorumlu olduğu bir kadın olarak kayboldu. Ve devlet bu sorumluluğuna yanıtı vermiyor ya da veremiyor.

‘Gülistan Doku Nerede?’ sorusu cevaplanmıyor. Her aşamada yetkili olanlar (bizim aileden edindiğimiz bilgilere göre) aile ile yaptıkları görüşmelerde bir şey yapamadıklarını, bilmediklerini sanki o görevde onlar değil de biz varmışız ve bizim bilmemiz gerekiyor gibi kendisine sorulan soruları yanıtlayamaz durumdalar. Ve bu soruşturmaya karşı kayıtsız ve kayıtsızlaşmış bir aşamaya gelmiş durumdalar.”

 

Akıbeti açıklanana kadar onu arayacağız!”

Gülistan’ın soruşturmasının, bir kadın cinayeti olduğunu söyleyemeyiz çünkü Gülistan’a ne olduğunu bilmiyoruz. Bu davada bir soru işareti var. Yalnızca bu soru işaretleri ve cevaplanmayan sorular ya da ihmal edilen suçlar, görevler vb. bunlar bizde şüphe uyandırıyor. Geçmiş davalarda da kadınların başlarına ne tür şeyler geleceğini biliyoruz. Kadınların nasıl kaybedildiğini, nasıl öldürülebildiğini ya da nasıl cinsel saldırıya maruz kaldığını biliyoruz. Bu davanın da olması gerektiği gibi yürütülmemesi bizde şüphe uyandırıyor.

Ama biz her şeyden önce bugün ifade ettiğim gibi bu davanın hala arkasındayız ve takipçisiyiz. Gülistan’ın akıbetinin karanlıkta kalmasına asla izin vermeyeceğiz.  Ailenin dediği gibi Gülistan’ın akıbeti aydınlatılana kadar onu arayacağız, soracağız. Ve yetkilileri görevlerini yapmaya çağıracağız.”

 

“Sistem kendinden olanı koruyor!”

Yeşil “Doku ailesinin adalet talebiyle başlatmış olduğu nöbet 12. gününde. Birçok yerde de adalet talebinin uzun soluklu bir mücadeleye dönüştüğünü söyleyebiliriz. Urfa’da Şenyaşar Ailesi adalet talebi için aylardır mücadele yürütüyor. Türkiye ve T. Kürdistanı’nda adalet talebi üzerinden bir mücadele sürmekte. Diğer taraftan da kadınlar erkek/devlet şiddeti ile öldürülmekte, kaybedilmekteler. Gülistan Doku ise 2 yıldır bulunamamakta. Doku Ailesi’nin nöbetine desteğe gelen biri olarak neler söylemek istersiniz?” sorumuza çağrı yaparak yanıt verdi:

Türkiye’de maalesef ‘adalet’ kavramından bahsetmek mümkün değil. Şenyaşar Ailesi, Doku Ailesi ve haksız bir şekilde evlatlarını, çocuklarını kaybeden bütün aileler aslında Türkiye’de farklı bir adalet komisyonu kurmuş vaziyetteler ve mücadelelerine devam ediyorlar. Gülistan Doku için iki yıldır ailenin mücadelesi devam ediyor. Bununla birlikte bizlerin, Dersim’deki kadınların da mücadelesi de sürüyor. Başından beri söyledik; Adil bir yargılanma yapılmadı, çünkü en başından beri etkin bir soruşturma yürütülmedi.

Bugün geldiğimiz aşamada bunun ne kadar doğru olduğunu görebiliyoruz. Maalesef sistem kendisinden olanlara her zaman koruyor. Birçok şeyde bunu gördük. Özellikle bölgede yaşanan olaylarda, İpek Er’in ölümünde ya da zırhlı araçların yol açtığı ölümlerde birçok olayda bunu çok rahat bir şekilde görebiliyoruz. Sistem kendinden olanı, kendine hizmet edeni kesinlikle harcamıyor. Onu koruyor. Gülistan Doku soruşturması da bugün böyle, sistem kendinden olanı koruyor. Elbet bir gün adalet gelecek, buna eminiz yani mücadelemiz tabi ki bu yönde devam edecek. Bir gün sorumlular gerçekten adil bir yargı önünde hesap verecekler. Ama şu anda bunun en önemli ayağı, kadınların ve buradaki herkesin mücadelesi… Herkesin adalet ve demokrasi talebini haykırması gerekiyor. Bizler bugün bunu yapıyoruz. Gülistan Doku bulunana kadar, akıbetinin ne olduğuna dair bir bilgi alana kadar bu mücadelemize devam edeceğiz. Dersim halkına buradan lütfen Doku Ailesi’ni yalnız bırakmayalım çağrısını yapmak istiyorum.”

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu