Güncel

“Gardiyanlar Gezer’in ölmesini bekledi”

Kandıra Hapishanesi'nde 9 Aralık günü intihar ettiği açıklanan Garibe Gezer'in şüpheli ölümüne ilişkin yeni bilgiler ortaya çıktı. Garibe Gezer'in son anlarına tanıklık eden bir tutuklu," Gardiyanlar geldiğinde yaşıyordu ama gardiyanlar ölmesini bekledi" dedi.

Kandıra Hapishanesi’nde 9 Aralık günü intihar ettiği açıklanan Garibe Gezer’in şüpheli ölümüne ilişkin yeni bilgiler ortaya çıktı.

Kandıra Hapishanesi’nde 9 Aralık günü intihar ettiği açıklanan Garibe Gezer’in şüpheli ölümüne ilişkin yeni bilgiler ortaya çıktı. Aynı cezaevinde olan Deniz Tepeli, yakınları ile yaptığı telefon görüşmesinde Garibe Gezer’in gardiyanlar geldiğinde yaşadığını ancak gardiyanların hiçbir biçimde müdahale etmediğini açıkladı.

Kandıra Hapishanesi’nde bulunan tutuklu Deniz Tepeli, ölmeden önce Garibe Gezer’e iki kez seslendiklerini sesinin kötü gelmesi üzerine gardiyanları çağırdıklarını belirtti. Gardiyanların uzun bir süre gelmediğini belirten Tepeli, “İçeri girdiklerinde yaşıyordu, çünkü gardiyanların konuşmasını duydum. ‘Nabzı atıyordu, vücudu sıcak’ dediler ama müdahale etmediler” diye vurguladı. Öte yandan savcılığın yaşananların üstünü örtmek için tanıklığını engellemeye çalıştığını kaydeden Tepeli, Garibe’nin avukatı Jiyan Tosun’a yaşananları anlatmak için gönderdiği mektup ve faksın da gönderilmediğinin altını çizdi.

“Bize iki kez seslendi”

ETHA’nın   haberine göre, o anlara tanık olan Kandıra 1 No’lu F Tipi Hapishanesi’nde ki ağırlaştırılmış müebbet hükümlüsü Deniz Tepeli, haftalık telefon görüşmesinde Gezer’in katledildiğini vurguladı.

Tepeli, şu ifadeleri kullandı: “O esnada havalandırmadaydım. Garibe havalandırmaya çıkmayınca seslendik iki kez bize ses verdi, sesi kötü geliyordu. O yüzden hemen gardiyanlara haber verdik. Burada adli tutsaklar da var intihar girişimleri oluyor birbirlerini yaralıyorlar. Gardiyanlar anında hızla müdahale ediyor, herhangi bir yetkiliye danışma gereği duymuyor.”

“Garibe yaşıyordu ama gardiyanlar ölmesini bekledi”

“Ama biz Garibe için o kadar yavaş geldiler o kadar ağırdan aldılar ki anlatamam. Sonra geldiler bir süre kapının önünde beklediler açmadılar kapıyı. Daha sonra içeri girdiler, ben konuşmalarını duydum. Gardiyan, ‘Nabzı atıyor, bedeni sıcak, yaşıyor’ dedi. Yani isteseler kurtarabilirlerdi. Gardiyanlardan biri dedi ki, ‘dur ben gidip kamera alayım.’ Garibe’yi katlettiler…”

“Katlini o anla düşünmemek lazım”

“Garibe’nin katledilmesini anlık bir şey olarak düşünmemek lazım. Biz ağırlaştırılmış müebbet hükümlüsü olmamıza rağmen onun kadar kötü koşullarda değiliz. Geldiğinden beri tekli hücrede, hücre cezası olmadığında da tek başına kalıyor. Bu arkadaş daha önce intihar girişiminde bulundu, yalnız kalmaması gerekirken, baskıları artırdılar. Mesela okula başvurdu, beş dakikalık bir işlem, yapmadılar ama sürekli okul işlemleri bahanesiyle gardiyanlar gelip-gidip taciz etti. Bunu bir baskıya döndürdüler.”

“İki yıl sonra ilk kez açık görüş vardı, tecrit uyguladılar”

“Yasaya göre hücre cezası alıyorsun diyelim ceza uygulandıktan sonra diğer cezaya geçmeden ara verilebilir eğer tutsak da isterse görüşe çıkabilir. İki yıl sonra ilk kez açık görüş vardı, ama o hafta Garibe’nin hücre cezası bittiği halde, ikincisini uygulayarak, görüşe çıkamadılar. Halası geldi hapishane kapısı önünden geri çevirdiler, dilekçe yazılmadı diye.”

“Garibe’yi itibarsızlaştırmaya çalışıyorlardı”

“Bizim gözümüzde Garibe’yi itibarsızlaştırıp, dayanışmamızı engellemeye çalışıyorlardı. Bir gardiyan gelip, ‘ya o sizin gibi değil’ başka bir gardiyan, ‘O bana Kürtçe küfür etti’ gibi şeyler söylüyordu, sürekli bizi O’na karşı doldurmaya çalışıyorlardı. Garibe ne zaman telefon görüşüne gitse bir türlü o görüşmeyi yapamıyordu. Hep bir gerilim yaratıp o telefonu kapatıyorlardı. Garibe bunları her defasında seslenip bize anlatıyordu. Mesela tutsaklar arasında eşya paylaşabiliyor. Diyelim ki karantinaya çıktı ya da hücre cezası aldı, başka bir tutsak ona ketıl, televizyon falan gönderebiliyorlar. Ama Garibe’ye hiçbir eşya göndermemize izin vermediler.”

“Tanıklığımı engellemeye çalıştılar”

Yaşananların birinci derece tanığı olduğu için ifade vermeye gittiğini anlatan Tepeli, “Tanıklığımı engellemeye çalıştılar” diye vurguladı. Savcılığın ve gardiyanların Gezer’in katlinin üstünü örtmeye çalıştığının altını çizen Tepeli, şöyle aktardı: “İfade için gittim dinlemiyorlar, geçiştirmeye çalışıyorlar. Konuşturmuyorlar. Savcı öyle bir laf cambazlığı yapıyor ki laflarımı çarpıtıyor. SEGBİS’le ifade vermiştim ben, benim için ‘tanıklık yapmak istemiyor’ diye not düştüler. Zorla değiştirdim o ifadeyi. Her aşaması için suç duyurusunda bulundum. İfademi SEGBİS ile verdiğim için ne yazdılar görmedim, imzalayamadım da. Bu yasal değil.”

“Avukatı Jiyan hanıma ulaşmamı engellemeye çalıştılar”

Garibe Gezer’in ölümünün üstünün örtülmesine izin vermemek için yaşananları avukatı Jiyan Tosun’a anlatmak için mektup ve faks gönderdiğini aktaran Tepeli, yasalara aykırı bir şekilde bunların ulaştırılmadığına dikkat çekti. Deniz Tepeli şöyle konuştu:

“Kanunlarda avukatlara kapalı zarfta mektup gönderebiliyorsunuz. Ben Garibe’nin avukatı Jiyan Tosun’a 16 Aralık’ta burada yaşananları anlatan bir mektup yazdım, mektubu bana geri getirdiler. Cuma günü tekrar yolladım, kanunlara göre göndermeleri gerektiğini söyledim ve suç duyurusunda bulundum. Beş yıldır buradayız hiçbir arkadaşımın avukatına yolladığı kapalı zarf mektup iade edilmedi. Ne olur ne olmaz diye faks da gönderdim Jiyan hanıma, normalde gönderildiğine dair kağıt getirirler onu da getirmediler. Yani faksı da göndermediler.”

“Garibe’ye öl dediler, şimdi de üstünü örtmeye çalışıyorlar”

Kandıra 1 No’lu F Tipi Hapishanesi’ne getirilen Garibe Gezer’in ağırlaştırılmış müebbet hükümlüsü olmadığı halde 9 ay sürecinde tek başına tecrit altında tutulduğuna dikkat çeken Tepeli, “Daha önce intihar girişiminde bulunmasına rağmen uyguladıkları baskı, tecrit dayatması yaptıkları işkencelerin hepsi Garibe’ye ‘öl’ demekti. Garibe arkadaşı katlettiler.

Katli sonrası cenazesine yapılanları basından öğrendik. Burada avukatına tanıklığımızı aktarmamızın engellenmesi, savcılığın tavrı olayın üstünün örtülmesi çabalarından başka bir şey değil. Biz ne olursa olsun yanlarına bırakmayacağız, mücadele edeceğiz. Çok üzgünüz ama aynı zamanda çok da öfkeliyiz. Bu yüzden mücadele edeceğiz…” diye vurguladı.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu