GüncelKadın

Deneyim | 25 Kasım Üzerine; Biriktirdiklerimizin coşkusu kendini gösteriyor

"25 Kasım çalışması sona ererken  açığa çıkan birikimle 8 Mart’a yol alacağız ancak bu arada merkezi toplantılar, değerlendirmeler, atölye vs. çalışmalarla ilerleyeceğiz. Bu kendimizi daha iyi örgütlemenin önemli anahtarıdır"

YDK olarak “Katledilmeye ve Kaybedilmeye Karşı Birbirimiz İçin İsyandayız” şiarıyla 25 Kasım çalışmalarına başladık. Oldukça coşkulu bir şekilde süren çalışmamız, aynı coşku ile sona erdi ve bir sonraki çalışmamıza kimi birikimleri devredecek.

Bu yıl yaz sonunda uzun bir süre sonra yaptığımız koordinasyon aslında birçok konuyu konuşmak için önemli bir yerde duruyor. Yüz yüze ve biriken birçok başlık altında yaptığımız tartışmalar ısrarla devam eden ve kurumsallaşma adımlarını hızlandırması açısından önemi her zamankinden daha büyük bir yerde duruyor.

25 Kasım’ın yaslandığı coşku ve kendini görünür kılmasında bu koordinasyonun payı azımsanmayacak bir yerde duruyor. Diğer taraftan, her süreç öncesi yaptığımız merkezi toplantılar; içeriğin kolektif belirlenmesi, birlikte asgari bir plan çıkarma, bu planı hayata geçirmek için harekete geçme veya bu planın hayat bulması için kolektif kararlar doğrultusunda hatırlatma, uyarma refleksi gibi bir dizi işin daha kolay hayata geçmesinin sağlamakta.

Kadın çalışmasının vazgeçilmez kuralı veya ilkesidir; mümkün olan en fazla kadınla bir araya getirmek, kararı tüm kadınların mümkünse yüz yüze olduğu ortamlarda almak. Çalışmaları mümkün olan en fazla kadınla yapmak, mümkün olan en fazla kadınla temas etmek… İşte bu 25 Kasım çalışması bunu bir “tık” daha iyi yaptığımız bir süreç oldu.

Erken planlar yapmak ve materyalleri erkenden hazırlamak da avantaj oldu diyebiliriz. Kadınlar hayatın ayrıntılarda gizli olduğu düşüncesiyle birçok ayrıntıyı hesaba katma noktasında oldukça iyiyken, doğal olarak bu, kadın çalışmasında da kendine yansıma buluyor.

O nedenle sürecin, içinde bulunduğu platformun yoğunluğunu hesaba katarak yürüttüğümüz tartışma, kitle faaliyeti noktasında önemli bir avantaj sağladı bize. 25 Kasım çalışmalarına neredeyse en erken başlayanlar olarak belli bir yorgunluk oluşmuş olsa da çalışma sırasında aldığımız dönütler, kadınlarla ilişkiye geçtikçe artan heyecan ve coşku, başladığımız enerji ile çalışmayı sonlandıracağımıza dair önemli bir işarettir. “Pandemiyi Bir de Bana Sor” isimli faaliyet ve ardından kitaplaştırma çalışmasında kadınlarla bir araya geldikçe; enerji, heyecan ve coşku büyümüş, kadınların birbirlerinin gücünü yeniden üreten bir yerden devam etmişti. 25 Kasım için de bunu söylersek abartmış olmayız.

Hemen her ildeki çalışmada bunu gördük diyebiliriz; pazarda, sokakta, atölyede vb. çalışmalar sırasında aldığımız dönütler oldukça olumlu, bu olumluluk kendini enerji olarak yeniden üretti. Kadınlarla birebir temas, ilişki kurmanın ve örgütlenmenin tek teminatıdır. Kurumsallaşma için hızlıca toparlanma, çevremizdeki her kadının çalışmanın daha fazla parçası olma durumu da elbette ki örgütlenme ve kurumsallaşma için hayatidir. 25 Kasım bize, kadınlara gittikçe örgütlenmemiz önünde hiçbir engel olmadığını bir kez daha gösterdi.

 

Planlamada ve çalışmada omuz omuza…

Yeni ve genç kadınların sürece dahil olması çalışmanın daha dinamik ve üretken olmasına vesile oluyor, deyim yerinde ise “taze kan” getirecek bu dinamik, karşılıklı öğrenme sürecini de oldukça olumlu yönde etkileyecektir. Buna en somut örnek olarak İzmir’i vermek mümkündür. Kilometrelerce ötede de olsak orada atılan adımların yarattığı heyecanı görmek, o heyecanın hepimizde hayat bulması mümkün. YDK olarak biriktirdiklerimizin aktarılması noktasında da bu önemliyken aynı zamanda yıllardır çalışmanın içinde olanların en aktif şekilde katılması karşılıklı öğrenme ve kolektif çalışmayı hızlandıracaktır. Şunu çok rahat söyleyebiliriz; verimli bir 25 Kasım süreci içineyiz, bu çalışmalarda kendini göstermektedir.

Sosyal Medya Komisyonumuzun henüz yeterli olmasa da çalışmaları yansıtmadaki çabası da 25 Kasım çalışmamızın görünür olmasını sağlamaktadır. Henüz yeni olan komisyon, daha sık biraraya gelerek önümüzdeki süreçlerde kendini daha fazla hissettirecektir.

25 Kasım süreci açısından ebetteki genel bir değerlendirmeye ihtiyaç vardır ancak kimi eksiklerimiz olduğu da oradadır. Bugün çalışmalar sırasında ara ara “şunu da yapabiliriz, şu planladık ama yapamadık, şunu yapsaydık” gibi söylemlerde ifade bulan cümleler, planlayıp yapamadıklarımıza işaret etmekte ama aynı zamanda sürekli çok daha fazlasını yapmak isteği ve harekete geçmenin dinamiğini göstermektedir. Bu aynı zamanda mevcut eksikliklerimizi görmek gidermek içine dikkate alınmalıdır.

Bu tür eksiklerimizi aşmanın bir yolu da her kadının çalışmaya dahil olmasını sağlayabilmektir. Yukarıda bahsettiğimiz gibi kadın çalışmasında karşılıklı öğrenme, kolektif karar ve bu kararların hayata geçmesi, pratik çalışma için herkesin dahil olması var olan eksikleri giderme, örgütlenme ve kurumsallaşma adımlarımız için vazgeçilmezdir.

Bu pratikler çalışmaya dahil olan kadınların kendilerini özne olarak görmelerinin önünü açarken diğer taraftan çalışmanın politikasında olduğu gibi pratiğinde de omuz omuza olmaktır. Bu eşit ilişkilenmenin de önemli bir aracıdır.

25 Kasım çalışması sona ererken  açığa çıkan birikimle 8 Mart’a yol alacağız ancak bu arada merkezi toplantılar, değerlendirmeler, atölye vs. çalışmalarla ilerleyeceğiz. Bu kendimizi daha iyi örgütlemenin önemli anahtarıdır. 25 çalışmalarına yetişen dergimiz üzerine tartışmak ama tartışmanın yanı sıra daha fazla kadına 25 Kasım’dan sonra da dergiyi ulaştırmaya devam etmek, zorlu bir dönemde çıkardığımız derginin aktif bir araç ve alan olmasının hakkını teslim etmek için önemlidir.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu