GüncelMakaleler

Artsakh Savaşı’nın 1. Yılında Bazı Siyasal Gelişmeler Üzerine (2/2) Zangezur Koridoru’nda Türk-Azeri Savaş Kışkırtmaları!

"TC ve Azerbaycan gericiliği, Zangezur Koridoru’nu işgal etmek amacındadırlar. Buna hazırlanmaktadır. Bölge, yeni işgal ve ilhak savaşlarıyla karşı karşıyadır ve ezilen ulus ve halkların bu tehlikeye hazırlanmasında yarar vardır."

1915 Soykırımı ile dünyanın dört bir yanına dağılan Ermeni halkının bir evladı olarak ABD’de dünyaya gelen, soykırım gerçekleri ile tanıştıktan sonra da kendisini Ermeni halkının adalet mücadelesine adayan Monte Melkonyan (Avo) 1988-94 yılları arasında süren Artsakh’ın savunulması ve Özgürce Ayrılma Hakkı’nın tanınması mücadelesinde kaybettiğimiz fedai geleneğinin son devrimcilerindendir.

Önce Lübnan’da Ermeni mahallelerinin savunulmasında yetkinleşti, Artsakh Savaşı’nda ise ustalaştı. Barikat savaşlarından adım adım geçerek artık ordu komutanı durumuna vasıf oldu. Hayastan’a gelmeden önce Fransa hapishanelerinde beş yıl tutuklu kaldı. Özgürlüğüne kavuştuktan sonra yönünü ABD’ye değil Artsakh mücadelesine çevirdi. Halkına hizmette bulundu ve TC faşizmine karşı mücadele etti. 12 Haziran 1993 tarihinde kaybettiğimiz M. Melkonyan mezarı bugün Yerablur Şehitler Mezarlığı’nda bulunmaktadır.

Bugün her zamankinden daha çok aranan ve ihtiyaç duyulan devrimcilerden M. Melkonyan hakkında filmler yapılmış, birçok kitap yayınlanmıştır. M. Melkonyan, Artsakh Savaşı’nın önemini, kaybedilmesi durumunda Hay halkının felaket ile karşılaşacağını önceden görmüş; bunun için, siyasiler ile halkı Artsakh davasının sahiplenilmesi konusunda uyarmıştır.

Melkonyan anılarında şöyle yazmaktadır: “Պետք է ասեմ որ արցախի կորուստը հայ ժողովրդի համար հսկա կորուստ է որ կարող է մի քանի տասնեակ տարի հետո նշանակել հայ ժողովրդի ամբողչական անհետացում:Եթե ազերիները գրավեն արցախը հաչորդը Զանգեզուրն է:” (“…Önce Artsakh’ın kaybının Ermeni halkı için büyük bir kayıp olduğunu ve bir kaç on yıl içerisinde de Ermeni halkının tamamen ortadan kalkması anlamına geleceğini söylemeliyim. Eğer Azeriler Artsakh’ı işgal ederlerse sonrası Zangezur’dur…” Bu çok önemli bir öngörüdür. M. Melkonyan yıllar öncesinden bugünleri görmüştür.

100 yıldan fazladır süren İttihatçı-Kemalizm’in hayallerinin bugün gerçekleşmesi için Azerbaycan’dan çok, faşist ve işgalci TC Devleti’nin savaş kışkırtıcılığı ile işgal edilen Artsakh topraklarından sonra, ikinci adım Zangezur’dur. Faşist TC “Turan” hayalleriyle Zangezur topraklarına gözünü dikmiş durumdadır. R.T.Erdoğan, bu hedefi açıklıkla ilan etmektedir.

Bugünlerde R.T.Erdoğan ve İ. Aliyev’in ararda açıklamalar yapması, planlı ve bilinçli bir politikanın ürünüdür. Hayastan’ın en zayıf anında Azerbaycan askerlerinin Artsakh köylerine girerek kimlik kontrolleri yapması, köylülere bölgeyi terk etmeleri için ateş açmaları, Artsakh topraklarında futbol oynayan gençlerin otobüsüne girerek arama yapmaları, köylerin işgal edilerek insanların terk etmeye zorlanmaları… vb. Bunlar bilinçli ve planlı Azerbaycan-TC savaş oyunlarıdır.

Sunik bölgesinde sınır bahanesiyle Ermeni köylerini işgal eden Azerbaycan askerlerine N. Paşinyan’ın, “Rus Barış Gücü” askerlerini çağırmasıyla müdahale edilmiş, Azerbaycan askerleri, bölgeden çekilmek zorunda kalmıştı. Bu ve benzeri sınır ihlalleriyle bölge sürekli “sıcak” tutulmakta, deyim yerindeyse yeni bir işgal savaşının hazırlığı yapılmaktadır.

Ermenistan ile İran arasında kalan ve bu anlamıyla stratejik bir konumu bulunan Zangezur Koridoru’nun işgal edilmesiyle, İran ve Ermenistan arasındaki kara bağlantısı kesilmek istenmektedir. Böylelikle İran’la Ermenistan’ın her türlü ekonomik ve sosyal ilişkisi yok edilmek istenmektedir. Azerbaycan’ın Nahıçevan ile bağlanmasına engel olan Zangezur Koridoru’nun işgal edilmesinde Azerbaycan’dan çok Türkiye’nin hevesli olduğu görülmektedir. Bunun nedeni TC’nin yayılmacı, işgalci, Turancı hayalleridir. Kafkaslar’a ve Türki Cumhuriyetlere açılan kapının anahtarı olan Zangezur, Pan-Türkist hayallerin önündeki en büyük engel olarak durmaktadır.

Zangezur Koridoru, jeo-stratejik bir coğrafyada bulunmaktadır. Kafkaslar’da ipleri ellerinde tutan Rusya’nın kendisidir. Her ne kadar N. Paşinyan, “koridorun açılması mümkün değildir” demiş olsa bile son kararı Rusya verecektir. Haydutlukta sınır tanımayan Azerbaycan’ın İran’a karşı da düşmanca davranışları son zamanlarda bir hayli artmış bulunmaktadır. İran’dan Ermenistan’a giden tır şoförlerinin tutuklanması, ceza kesmeler, engellemeler artık bardağı taşırma noktasına getirmiştir. Türkiye-Azerbaycan-Pakistan askeri tatbikatları, İran’ı endişelendirmiş, sınıra yığınak yapan İran, bu tatbikatlara karşı bir tatbikat yapmıştır.

Azerbaycan ile iyi ilişkiler içerisinde olan İsrail’in Artsakh Savaşı’nda Azerbaycan’a çok ağır silahlar sattığı bilinmektedir. Yine Azerbaycan, İsrail’e bir askeri üs vermiş durumdadır. İsrail’in esas amacı İran’ı Suriye gibi parçalamak ve yutmaktır. Bunun için her yolu deneyecektir. Azerbaycan’ın gözü ise İran’ın güneyinde bulunan ve 10 milyon Azeri’nin yaşadığı topraklardadır. Bundan dolayı dikkati her zaman İran üzerinde olmuştur.

44 günlük Artsakh’ı işgal savaşından sonra R.T.Erdoğan’ın Bakü’de Azadlık Meydanı’nda düzenlenen “Zafer Geçidi Töreni”nde Bahtiyar Vahapzade’nin “Topraktan Pay Olmaz” şiirinden okuduğu bir bölüm, İran’ın “toprak bütünlüğünü” hedef alıyor ve “Büyük Azerbaycan”ı propaganda ediyordu. Benzer şekilde İ. Aliyev’de “Zangezur, Sevan ve Yerevan bizim topraklarımızdır” açıklamasında bulunarak, her iki gerici gücün bölgedeki işgalci ve yayılmacı hedeflerine dair net bir yaklaşım ortaya koymuşlardı.

 

“Paşinyan-Erdoğan görüşmesi bir felaket olabilir!”

«ԱԶԳ» ՕՐԱԹԵՐԹ; ՓԱՇԻՆՅԱՆ-ԷՐԴՈՂԱՆ ՀԱՆԴԻՊՈՒՄԸ ՀԱՅԱՍՏԱՆԻ ՀԱՄԱՐ ԿԱՐՈՂ Է ԱՂԵՏԱԼԻ ԼԻՆԵԼ-   ՍԵՎԱԿ ՎԱՐԴՈՒՄՅԱՆ / 23.9.2021

“GÜNLÜK ‘AZG’; PAŞİNYAN-ERDOĞAN GÖRÜŞMESİ ERMENİSTAN İÇİN FELAKET OLABİLİR / SEVAK VARDUMYAN/ 23. 9.2021”

Bu yazı Hayastan’da yayınlanan Azg Gazetesinde köşe yazıları yazan Sevak Vardumyan’ın kaleme aldığı bir makalenin başlığıdır. S. Vardumyan, düşüncelerini kamuoyu ile paylaşırken var olan tehlikeye dikkat çekiyor ve R.T.Erdoğan’ın sahte “barış” açıklamalarına işaret ederek, onun gerçek niyetini ortaya çıkarıyor.

Vardumyan makalesinde; “Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın geçtiğimiz günlerde Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan’ın Gürcistan Başbakanı aracılığıyla kendisiyle görüşmeyi teklif ettiğine ilişkin açıklaması, sadece muhalefettekiler için değil, kamuoyunun çoğunluğu için de soğuk bir duş oldu. Özellikle 44 gün süren savaştan sonra şehit olan çocukların çoğu Türk yapımı Bayraktar insansız hava araçlarıyla öldürülürken, Ermenistan Başbakanı’nın Türk mevkidaşı ile görüşme isteği birtakım soruları gündeme getiriyor. Paşinyan, her türlü ölümcül silaha sahip Türk lideriyle neden, hangi gündem ve hangi konularda görüşecek?” diye soruyor.

Vardumyan; “Kurbanlar yakınları arıyor” ifadelerini kullanarak; “Ulusal Meclis’in ‘Onurum var’ fraksiyonunun bir üyesi olan Tigran Abrahamyan, mevcut hükümet döneminde Ermeni-Türk ilişkileri meselesinin gündeme getirilmesinin güvenlik tehdidi oluşturacağına inanıyor. Azg ile yaptığı röportajda, hükümetin hem Türkiye ile ilişkiler kurma hem de saygın bir siyasi konum sağlama açısından hiçbir sorunu çözemeyeceğini açıkladı. Ona göre, Erdoğan ilişkileri normalleştirmeye hazır olduğundan ne kadar söz etse de, Türkiye’nin Ermenistan ile ilişkilerdeki pozisyonunun değişmediği ortada. Erdoğan, Türkiye’nin Dağlık Karabağ barış sürecinde aktif bir rol oynaması gerektiğinde ısrar etmeye devam ediyor ve Azerbaycan’ın Syunik üzerinden Nahçıvan’a bir koridor açma arzusunu destekliyor. Yukarıdakilere ek olarak Türkiye, Azerbaycan ordusunu silahlandırarak ve savaşa hazır olma durumunu artırarak, küçük kardeşini bir sonraki savaşa hazırlamaktadır. Yani Türkiye’nin normal bir diyaloga gerçekten hazır olduğunu düşünmek saflık olur. ‘Niyetinde değişen bir şey yok ve Türkiye, Ermenistan-Azerbaycan sınırında Türkiye tarafından kışkırtılan provokasyonların arkasında olmaya devam ediyor” dediğini aktarıyor.

Vardumyan makalesinde ayrıca; Abrahamyan’ın “Erdoğan ve Paşinyan’ın birdenbire karşılaşırlarsa neler konuşabileceklerini söylemekte zorlanıyor, ama tahmin ediyor. Paşinyan, Türkiye ile sınır açılmasının bazı sorunları çözebileceğini düşünebilir. Ama en azından şu aşamada böyle bir şey kesin olarak kabul edilemez ve olumlu bir süreç olarak değerlendirilemez, çünkü Ermeni devlet kurumlarının Ermenilere düşman bir devletle ilişkileri normalleştirmeye hazır olup olmadığı henüz belli değil. Kontrol noktalarından güvenlik önlemlerine kadar” dediğini aktarıyor.

Devamında da “Nikol Paşinyan’ın özellikle dış politikayla ilgili her girişimi, ‘Hayastan’ fraksiyonu milletvekili Kristine Vardanyan tarafından büyük bir korku ve şüpheyle kabul ediliyor. Kendine hakim ol, diyor, yenilgi belgesini imzalayan ve yenilgiyi somutlaştıran yeni bağımsız Ermenistan tarihinin en zayıf lideri, Ermenistan’ı düzenli olarak tehdit eden, soykırımcı ve ön koşulları belirleyen, sadece bir yıl önce bize karşı savaşan bir devletle yeni bir süreç başlatmak istiyor.

‘Böyle bir toplantı olursa, belli temaslar ve anlaşmalar olursa, devletimiz için bir felaket olur. Düşman devleti sorumluluklarını yerine getirmeye (Ermeni savaş esirlerini iade etmeye) zorlayamayan adam, taşralı ‘yeteneği’ ile bölgenin güçlü oyuncularından biriyle yeni bir süreç başlatmak istiyor. Hatta en zayıf durumda olan Ermenistan, elinden geldiğince şantaj yapmaları için bir sürece sokuluyor. Vardanyan, ‘Bu programa ‘düşmanca’ bir isim vermek imkansız’ diyor” dediğini aktarıyor.

Son gelişmeler ışığında, Güney Kafkasya’da bir kez daha gerilim yükselmiş görünmektedir. Her ne kadar İran-Azerbaycan arasında yaşanan gerilim gündemde ön sıralarda yer alsa da arka planda Azerbaycan-Türk işgalciliğinin yayılmacı ve işgalci hedef ve eylemleri vardır. TC ve Azerbaycan gericiliği, Zangezur Koridoru’nu işgal etmek amacındadırlar. Buna hazırlanmaktadır. Bölge, yeni işgal ve ilhak savaşlarıyla karşı karşıyadır ve ezilen ulus ve halkların bu tehlikeye hazırlanmasında yarar vardır.

Artsakh Savaşı’nın 1. Yılında Bazı Siyasal Gelişmeler Üzerine (1/2) Onbinler Yerevan’da Şehitlerini Andı!

https://ozgurgelecek26.net/artsakh-savasinin-1-yilinda-bazi-siyasal-gelismeler-uzerine-1-2-onbinler-yerevanda-sehitlerini-andi/?swcfpc=1

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu