İstanbul: Bugün, (İHD) İstanbul Şubesi Cezaevi Komisyonu üyeleri, hasta tutsakların durumuna dikkat çekmek amacıyla her hafta düzenledikleri “F oturumu” eyleminin 150. için Taksim Tünel Meydanı’nda bir araya gelerek Galatasaray Lisesi önüne yürüyüş düzenledi.
Taksim Tünel’de hasta mahpuslar için bir araya gelen kitle, “Tecrit öldürüyor, F Tipi cezaevleri kapatılsın”, “Hapishanelerde ölüm istemiyoruz, hasta mahpuslar serbest bırakılsın” ve cezaevlerinde durumu ağır 247 hasta tutsağın isimlerinin bulunduğu pankartı taşıdı. Hasta tutsakların resimlerinin bulunduğu dövizler ile kırmızı karanfillerin taşındığı yürüyüşte, “Susma suça ortak olma” ve “İnsanlık onuru işkenceyi yenecek” sloganları atıldı.
Yürüyüşün ardından konuşan İHD İstanbul Şube Başkanı Abdulbaki Boğa, hasta tutsakların serbest bırakılmasında insan olmanın yeterli olacağını belirterek, “Kürt sorunun çözümünde hasta tutsakların pazarlık konusu yapılması ahlaki bir davranış değildir” dedi. Cezaevlerinde ağır hasta 247 tutsağın olduğunu belirten Boğa, hükümete seslenerek, biran önce hasta tutsakların serbest bırakılmasını istedi.
Sonrasında söz alan İHD eski İstanbul Şube Başkanı Ümit Efe ise, Ocak 2013 yılından bu yana hasta tutsakların önünü kesen bir erk olan Adli Tıp Kurumu’un (ATK) olduğuna işaret ederek, “Merhamet dilenmiyoruz, hukuk istiyoruz” dedi.
Efe’ nin ardından ise İnsan hakları aktivisti Mehmet Özer, “İsyan” isimli şiiri okudu. Şiir’ in ardından haftanın basın açıklamasını yapan İHD İstanbul Şubesi Cezaevi Komisyonu üyesi Aylin Hacaloğlu, cezaevlerinde tutulan 247 ağır hasta tutsağın durumuna dikkat çekerek 247 ağır hasta mahpustan gelen mektubu okudu. Hacaloğlu’nun okuduğu mektupta şunlar yazıyordu; “Mahpusluğu ağır, hasta bir tutuklu ya da hükümlüyüm ben… Hastane odalarında bulunmam gerekirken dışı kampus içi mahpus bir hapishanede, ağır hastalığa kapılmış ve hapsedilmiş bir insanım. Günler haftalar geçer… Zaman geçtikçe adımın, dilimin, rengimin, uğruna mahpusluk olduğum özgürlük sevdalarımın, suç olarak adlandırılan fiillerimin ayırt edici bir özelliği kalmaz. Çünkü aynı tabutla taşırlar beni ve benim gibileri hapishanelerde ölümlü tahliyelere. Doktorların ve ilaçların faydası olmayacak durumlara da, geç kalınmış zamanlara da düştüğüm olur. 247 insanım hasta düşmüş aynı bedende, 247 evlat, 247 arkadaş, 247 yoldaş, 247 can… Türkiye hapishanelerinde bulunan 247′ si ağır olmak üzere 649 hasta mahpustan birisiyim ben. Mahpusluğu anlatmıyorum, özlemlerimi, hasretlerimi anlatmıyorum. İnsanlık tarihinin en zalim dönemlerinde bile saygı duyulan tedavi olmak hakkımdan bahsediyorum. Hapishanelerde hastalıkları aşamayan 247 ağır hasta olarak duvarlarınızı aşmak, hasta bedenimle özgürlüğe kavuşmak istiyorum. Dört duvar arasında gökyüzünü yırtarcasına haykırmak istiyorum, yakılan 247 mum gibi erimeden düşmüş olduğum hastalıklara mahpuslukta yenilmeden, merhamet değil, vicdan değil, insaf değil, lütuf değil yaşam hakkımı istiyorum.”
Okunan mektubun ardından eylem son buldu.
