GüncelKadınMakaleler

25 Kasım’da Kadınlar Sokakta; “Birbirimiz İçin İsyandayız!”

Mücadele eden kadınlar cezalandırılmak istenirken, kaybedilmeye çalışılırken diğer taraftan kadınlar özellikle İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme ile birlikte daha fazla katledilmekte, şiddetin her türlüsüne maruz bırakılmakta.

25 Kasım, Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Dayanışma ve Mücadele Günü’ne doğru ilerlerken kadın örgütleri, artan erkek şiddetine rağmen hedef alınan İstanbul Sözleşmesi’nin iptal edilmesinin ardından ilk 25 Kasım’ı karşılamaya hazırlanıyor.

Her 25 Kasım arifesinde olduğu gibi bu yılda, bu vesileyle 25 Kasım’ın tarihine kısa bir yolculuk yaparak, kadınların mücadelede ilham aldığı Mirabel Kardeşleri hatırlayalım. Yıl 1960, yer Dominik Cumhuriyeti. 1930’da ülke yönetimini ele geçiren Rafael Trujillo diktatörlük yönetimini sürdürüyor.

Dominik Cumhuriyeti’nin Cibas bölgesinde dünyaya gelen ve Mirabal Kardeşler olarak tanınan üç kızkardeş Patria, Minerva ve Maria Teresa, eşleriyle birlikte Trujillo diktatörlüğüne karşı mücadele veriyor.

Patria, 1960 yılının Haziran’ında Clandestine Hareketi’ni kurdu ve diğer kız kardeşler de bu harekette yerlerini aldı. Diktatörlük karşıtı mücadelelerinin çeşitli zamanlarında ağır baskı ve saldırılara maruz kaldılar ve hapis cezalarına çarptırıldılar. 1960 yılının Kasım ayı başlarında Trujillo, ülkede iki tehlikenin varlığından söz etti: Kilise ve Mirabal Kardeşler! Tarih 25 Kasım 1960’tı. Üç kız kardeş cinsel saldırıya maruz bırakılarak katledildiler.  “Araba kazasında öldükleri” duyuruldu.

Mirabal Kardeşler’in katledilmesinin üzerinden bir yıl geçtikten sonra Trujillo karşıtı hareket, diktatörlüğün sona ermesini sağladı. 1999’da Birleşmiş Milletler, 25 Kasım’ı “Kadına Yönelik Şiddetin Ortadan Kaldırılması için Uluslararası Mücadele Günü” olarak kabul etti. Mirabal Kardeşlerin mücadelesi, kadın mücadelesinin ilham kaynağı ve şiddetin her türlüsüne karşı mücadelede ısrarın adı haline geldi.

O günden bugüne ve elbette ki patriarkal düzenin yıkılmasına kadar devam edecek olan, kadınların şiddetin her türlüsüne karşı mücadelesi dünyanın dört bir yanında sürüyor.

Bu mücadele bugün de tüm ısrarı sürüyor. Hemen her gün evinde, sokakta, iş yerinde katledilen veya devletin kolluk güçleri aracılığıyla gözaltına alınıp kaçırılan ve kaybedilmeye çalışılan kadınlara bir yenisi engelleniyor. Gülistan Doku’dan 2 yılı aşkındır henüz haber yokken, Yeldana’nın katili korunmaya devam ediliyor, İpek Er’in katili Musa Orhan cezasızlıkla zırhı ile yeni Musa Orhan’ların Kürdistan’da cesaretlendirilmesi sağlanıyor.

Bunun son örneği Hakkari ve Şırnak’ta devletin gözetimde oluşturulan çete ile yeniden ortaya çıktı. Kadınlar bir taraftan bu çeteler aracılığı ile özel savaşın bir parçası olarak cinsel şiddetin, katliamın kıyısına getirilmek istenirken, diğer taraftan gözaltında çıplak arama, kaybedilme tehdidi ile yıldırılmak isteniyor. Ayşe Gökkan’a verilen 30 yıllık ceza ile Kürt kadın hareketi başta olmak üzere kadınlara, kadın mücadelesine ceza kesilmek isteniyor.

Yine hayatını korumak, hayatta kalmak için özsavunma hakkını kullanan Çilem Doğan şahsında özsavunmaya ceza kesilerek, kadınlara “öldürülmemek için öldürsen de sonun böyle olacak” denilerek, katledilmeye mahkum edilmek isteniyor.

Mücadele eden kadınlar cezalandırılmak istenirken, kaybedilmeye çalışılırken diğer taraftan kadınlar özellikle İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme ile birlikte daha fazla katledilmekte, şiddetin her türlüsüne maruz bırakılmakta. Özellikle işyerlerinde ve fabrikalarda kadınlar daha fazla mobinge, daha fazla tacize maruz kalmakta ancak buralarda sesini düne oranla daha fazla yükseltmektedir.

Migros işçisi, Alba Plastik işçisi ve daha nice kadın tacize işyerinde daha fazla ses çıkarmakta ve kadınlarla dayanışma çağrıları yapmaktalar.

Hatırlarsak kadınlar, kadın örgütleri 1 Temmuz’da İstanbul Sözleşmesi’ne sahip çıkarak “Biz bitti demeden bitmeyecek” diyerek mücadelenin devam edeceğini, kitlesel ve barikatlara yüklenen militan duruşu ile bir kez daha deklare etmişti.

Kadına yönelik şiddet ve baskı türlü türlü iken diğer yanda kadınların kesintisiz mücadelesi, kadınların birbiri için isyanda olduğu, birbirinden vazgeçmediğinin ilanı olmuştu 1 Temmuz direnişi!

Şimdi ise kadın hareketi İstanbul başta olmak üzere ülkenin dört bir yanında biraraya gelmeye başlayarak kadınlara reva görülen özel savaşa, kadın yoksulluğuna, şiddete, kadın katliamlarına karşı 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Dayanışma ve Mücadele Günü’nü dayanışma içinde örgütlemeye girişti.

Onlarca kadın örgütü, bağımsız, feminist örgüt ve kadın, hummalı bir çalışmaya başladı. İstanbul’da, Ankara’da, İzmir’de onlarca kadının buluşmasıyla başlayan 25 Kasım toplantıları ile ilk eylem hayatta kalmak için özsavunma hakkını kullanan Çilem’e verilen cezaya karşı yapıldı. Kadınlar, bu cezayı kabul etmediklerini ve birbirleri için isyanda oluklarını haykıran eylemlikler organize ettiler.

“İsyanımız bitmedi, 25 Kasım’da sokaklardayız!”

İstanbul 25 Kadın Kasım Plaformu, 25 Kasım çağrısına çıkarak o gün akşam saat 19.00’da Taksim Tünel’de kadınlarla buluşacağını duyurdu.

Çağrıda, “İstanbul’da kadınlar İstanbul Sözleşmesi’nden ilk çekilen ülkede, Türkiye’de kadınlara, LGBTİ+’lara dönük saldırılar sürerken, mücadelemiz de isyanımız da büyüyor. Erkek devlet şiddeti başta göçmen kadınlara yönelik olmak üzere ırkçı saldırılar, tutuklu siyasi mahkumlara ve ziyaretçilerine çıplak arama ve şiddet, 6284’ü suistimal eden kayyum rektör, iktidara yakın isimlerin kadına şiddet failliklerine karşı cezasızlık, kaybedilen kadınlar, özellikle kadınları daha çok etkileyen, gittikçe artan yoksulluk ve emek sömürüsü, LGBT+’lara dönük nefret söylemleri; bunlara karşılık ise hayatını savunan kadınlara cezalar, müebbet… Bizim bu şiddet düzenine itirazımız var, umudumuz mücadelemizde, birbirimizde. İsyanımız bitmedi, 25 Kasım’da hep birlikte sokaklardayız” denildi.

Kadınlar, dayanışma içinde Çilem’in yanında olmaya, Afganistanlı kadınlarla dayanışmanın sınır tanımazlığı ile yan ana durmaya, şiddete, tacize, mobinge, emek sömürüsüne karşı birbirinden vazgeçmeyecek, birbiri için isyana durmaya devam edecek.

Çünkü kadınlar birlikte daha güçlü, bunun bilinci ile patriarkal düzene karşı mücadelesini sürdürecek!

 

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu